Trabzonspor Divan Kurulu, geçtiğimiz çarşamba günü sivil toplum örgütleri ile yapılan toplantının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, “Elimizdeki şampiyonluk gasp edildi” denildi.

Bildirgede, “Trabzonspor’un elindeki şampiyonluğun farklı güçler tarafından gasp edilmesi, hiçbirimizin sessiz kalacağı bir durum değildir” ifadesi kullanıldı.

Trabzonspor Kulüp Avukatı Nusret Yılmaz, Trabzonspor Divan Kurulu Başkanı Ali Özbak ile birlikte Trabzonspor Ziyabey Tesisleri’nde düzenlenen basın toplantısında, sonuç bildirgesini okudu. Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre, Yılmaz, Trabzonspor kulübünün 3 Temmuz tarihinde başlayan şike sürecinde uğradığı haksızlığın giderilmesi doğrultusunda yapılacak her türlü hamlenin içerisinde olacağını açıkça beyan ve taahhüt ettiklerini vurguladı. Sportif başarıların sahada gösterilecek mücadele sırasında akıtılacak alın teriyle kazanılacağı inancında olduklarını belirten Yılmaz, şunları söyledi;

Bizler, farklı yollarla elde edilecek kazanımların hiçbir değer taşımadığına yürekten inanıyoruz. 2010-2011 sezonunda Trabzonspor’un saha içerisinde uğradığı haksızlıkların yüce adaletimizin konusu haline gelmesi ve oluşturulan iddianamenin çarpıcılığı maalesef futbolun içerisindeki diğer unsurlarca gerektiği gibi yorumlanamamış, ortadaki suçun faillerin cezalandırılması yerine üstünün kapatılması yoluna gidilmiştir. Ortada gerçek bir hak ihlali muhakkaktır.

“SESSİZ KALMAYACAĞIZ”

Yılmaz, adalet arayışı noktasında hukuksal zemin ve demokratik yöntemler doğrultusunda her türlü hamlenin sonuna kadar yapılmasına kendilerinin de taraftar olduğunu belirterek şöyle devam etti; Trabzonspor’un elindeki şampiyonluğun farklı güçler tarafından gasp edilmesi hiçbirimizin sessiz kalacağı bir durum değildir. Trabzon’un tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, kulübümüze gönül veren taraftarlarımız bu süreçte üzerlerine düşen tüm görevleri yerine getirmeye hazırdır.

Trabzonspor her zaman için siyaset üstüdür ve hiçbir Trabzonlu siyasetçi bu büyük kulübe katkı yapma noktasında kendisini geride tutmayı aklının ucundan dahi geçirmedi, geçirmez de. Bu konuda karşılıklı olarak hep güven duygusu içerisinde olunmuştur.

“HUKUK SEKTEYE UĞRATILDI”

Her zaman kulübün ön planda tutulduğunu belirten Yılmaz, “Bugüne kadar koruduğumuz sessizlik birileri tarafından yanlış anlaşılmış olabilir. Ancak bu sessizliğimiz sadece adaletin hukuki çerçevede tecelli etmesini beklemekten başka bir amaç taşımamaktadır. Gelinen noktada hukukun futbol ortamı içerisinde sekteye uğratılmaya çalışıldığı ve iyi niyetten uzak bir dizi yanlışların sıralandığı yönündeki tespitimiz bundan böyle tüm sivil inisiyatiflerin süreçte aktif rol oynaması gerektiği gerçeğini gözler önüne sermektedir. Bu görüşler ışığında tüm çabamız ve gücümüzle Trabzonspor Kulübü’nün yanında olduğumuzun Türk futbol kamuoyunca bilinmesini isteriz” diye konuştu.

“RAPOR ELİMİZE ULAŞIRSA DAHA SAĞLIKLI AÇIKLAMA YAPABİLİRİZ”

Nusret Yılmaz, sorular üzerine ise, adalete ve adaleti sağlayacak kurumlara güvenlerini muhafaza etmeye çalıştıklarını ifade ederek, “Ama camia olarak bu süreçte nelerle karşılaşacağımıza yönelik çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Basına ve çeşitli yayın organlarına yansıyan ve iddia edilen Etik Kurulu raporu doğruysa aklımıza çeşitli sorular geliyor. Resmi rapor elimize ulaştığı zaman daha sağlıklı açıklamalar yapılacaktır” dedi. Futbolun bir oyun olduğunu belirten Yılmaz, “Her ne kadar futbol endüstriyel hal almışsa da biz futbolun yeşil sahalarda oynanan oyun olduğunu, sahnelenen bir oyun olmadığını düşünüyoruz” dedi.

“ADIMIZ GEÇİYORSA NEDEN İFADEMİZE BAŞVURULMADI?”

Yılmaz, iddia edilen Etik Kurulu raporu öncesindeki raporda Trabzonspor yöneticilerinin bilgisine ve ifadesine başvurulduğunu ve herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığını, eğer şimdiki raporda Trabzonspor’un ismi geçiyorsa neden herhangi bir yöneticinin ya da Trabzonspor ile ilgili bir kişinin ifadesine ya da bilgisine başvurulmadığını da merak ettiklerini kaydetti.

Trabzonspor Divan Kurulu Başkanı Ali Özbak ise, son günlerde yaşanan olayların Trabzonspor’un beklentilerinin dışına çıkmasında, Fenerbahçe’nin CAS’a açtığı davayı geri çekmesinin etkili olduğunu ileri sürdü.