TFF Yönetim Kurulu üyesi Taylan Üner, Demirören ve TFF’nin kurullarını topa tuttu!..
TFF Yönetim Kurulu üyesi Taylan Üner, Başkan Demirören ve TFF’nin kurullarını topa tuttu ve “TFF ile vuruşmam şimdi başlıyor” dedi.
Bugüne kadar pek konuşmadı. Yıldırım Demirören federasyonun en sessiz isimlerinden biri olan hukukçu üyesi Taylan Üner Yargıtay kararının ardından sessizliğini bozdu. Sporx.com genel yayın yönetmeni Tahir Kum’un özel haberine göre, Kulüp ve Türkiye Futbol Federasyonu yönetimlerinde tam 12 yıllık bir tecrübeye sahip olan Taylan Üner, “Tüm bunları bir futbol federasyonu yöneticisi olarak değil bu işlerde 12 yıl tecrübesi olan bir spor hukukçusu gözüyle söylüyorum” diyerek Yıldırım Demirören federasyonunu şike ve teşviğin üstünü örtmekle suçladı.
“Şimdi bu keyfi karara imza atanlarla vuruşmaya start verdim” diyen TFF’nin Kulüp Lisanstan sorumlu yönetim kurulu üyesi Üner, “Peki bu açıklamalarınızdan sonra istifa etmeyi düşünüyor musunuz ?” sorumuza ise, “Hayır. İstifa etmem. Edeceksemde vuruşarak ederim. Kamuoyunun bilmesi öğrenmesi gereken şeyler var. TFF yönetimi, Etik Kurulu, PFDK ve Tahkim Kurulu ile ilgili. UEFA ile ilgili. Bizim verilen bu kararlardan sonra Trabzonspor’a kupayı teslim etmemiz şart. Hem UEFA kararı açısından hem TFF kararları açısından. UEFA senin liginde şike yapılmış dedi. Hadi onu geçtim TFF Tahkimiyle teşvik eylemi gerçekleştirdiğini kesinleştirdi. Hadi bıraktım 6 maçı şikeyi. Bir maçta teşvikten bir puan silseniz Trabzonspor’u şampiyon ilan etmemiz gerekiyor. Yıldırım Demirören ya o kupayı verecek ya da o koltukta oturmayacak” dedi.
İşte TFF yönetim kurulu üyesi Taylan Üner’in Sporx.com’a yaptığı açıklamalar;
“TFF’NİN ŞİKE KARARI AHLAKİ VE HUKUKİ DEĞİL”
T.K: Uzun yıllar Türk futbolu içinde hem TFF yöneticisi hem kulüp yöneticisi olarak görev yapmış birisiniz. Ve hukukçu bir kimliğiniz var. Bir hukukçu olarak TFF’nin yargı organlarının şike dosyasıyla ilgili vermiş olduğu kararların adil, doğru olduğunu düşünüyor musunuz?
T.Ü: Asla… Tabii bunları TFF yönetim kurulu üyesi olarak değil 12 yıllık spor hukukçusu kimliğimle söylüyorum. TFF’nin şike dosyasında ahlaki, adil ve hukuki bir karar verdiğini düşünmüyorum. Niye düşünmüyorum. Çünkü Etik Kurulu dahil, TFF Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu dahil, Fenerbahçeli yöneticilerin şike yaptığını, teşvik pirimi verdiğini tespit etmiştir. Buna kimse itiraz edemez. Hatta etik kurulu son raporunda bu şike ve teşvik eylemleriyle ilgili “Fenerbahçe bağlantısı aranmalıdır” diye madde var. Diyorlar ki “Etik Kurulu sahaya yansımadı” diye rapor yazmış.
Onların raporunda böyle bir şey yok başkanı da açıkladı zaten. Sahaya yansımadıyı uyduran Disiplin ve Tahkim Kurulu. Şuraya iyi dikkat edin. O 2010-11 sezonu bitmiş bittikten sonra görevdeki federasyon ligi tescil ederken daha 3 temmuz filan ortalıkta yokken TFF yönetim kurulu üyesi bu tescil kararına şerh düşmüş. Evet TFF yöneticisi Süleyman Atal “Bu maçların bir kısmında şaibe vardır. Bunlar incelenmeden bu sezon tescil edilmemelidir” diye kayıt düşmüş. Daha o zaman 3 Temmuz filan hiçbir şey yok ortada… Düşünün bu şike ve teşvik hadisesi daha o zamandan kendini hissettirmiş. Bu ciddi bir gösterge. Ligin şaibeli olduğu hissedilmişti.
T.K: Sanırım Trabzonspor’un da 3 Temmuz daha ortada yokken şüpheleriyle ilgili UEFA ile yazışması olmuş doğru mu?
T.Ü: Evet, aynen öyle Trabzonspor lig biter bitmez hem TFF’yi hem de UEFA’yı bazı şüpheli maçlar olduğu konusunda resmi olarak uyarmış. Enteresan olan da şu; 2010/11 sezonunun sonunda Fenerbahçe’nin de Trabzonspor’un da 82 puanı var. Bıraktım 6 maçı, 8 maçı. UEFA 8, yargıtay 6 maç diyor. Bir tek maçta teşvik primi verildiği için 1 puan silinse Fenerbahçe’nin, Trabzonspor şampiyon. Böyle bir şey olabilir mi? Bir puancık da mı silemiyoruz?..
T.K : Peki Futbol federasyonu yönetimi sürekli biz kararımızı verdik bu olay kapanmıştır demesini nasıl karşılıyorsunuz?
T.Ü : Trabzonspor tescil iptal edilsin diye itiraz ediyor futbol federasyonu hala “Bizim kararımız kesindir, Tahkim Kurulu’nun kararı kesindir, itiraz edilemez” diyor. Böyle bir şey yok. Tahkim Kurulu’nun kararı kesin. Nasıl kesin, Tahkim Kurulu kararına karşı idari ve hukuki yollara başvurulamayacağı yönünde kesin. Evet kararlar adli mahkemelere götürülemez. Ama yönetmelikte bir madde var. “Yeni koşullar, yeni deliller çıktığı zaman yeniden yargılanma o zaman yapılır” diyor.
“UEFA’NIN KARARINDAN DAHA İYİ DELİL OLUR MU?”
T.K: Peki UEFA’nın verdiği kararlar bu konuda yeni delil midir?
T.Ü: Yeni delildir tabii. Dediğim gibi UEFA’nın bu şike yapıldığını tespit ettiği maçlar TFF’nin organize ettiği maçlar olduğundan bu TFF için yeni bir delildir. TFF mutlaka ama mutlaka UEFA’nın bu kararına uymak zorundadır. UEFA buradaki maçta şike yapıldığını söylüyor bundan öteye bir şey olabilir mi ? Hadi geçtik ceza hukuğunu. UEFA’da senin gibi spor hukukunu işleterek bu karara varıyor. Tıpkı TFF gibi.
“UEFA VE CAS KARARINA UYMA ZORUNLULUĞUMUZ VAR”
T.K : Yani size göre TFF UEFA’nın verdiği karara uymak zorunluluğu var. Öyle mi ?
T.Ü : TFF kuruluş kanununda statüsündeki, UEFA’nın yetkili kurulları ve kararlarını uygulamak zorunda olduğunu getiren madde var. UEFA’nın ve kurullarının verdiği kararları uygulamak zorundadır diyor. Peki hani ? TFF niye uygulamıyor. TFF bunu şöyle algılıyorlar ki yanlış. Tamam doğru biz UEFA’nın dediğini uyguluyoruz ve Fenerbahçe’yi Avrupa kupalarına göndermiyoruz. Böyle bir şey olabilir mi. Buradaki mesele şu; bizim kanunlarımızda CAS’ın kararını kabul etmek zorundadır diye onun altında bir madde daha var.
Adamlar kendi organizasyonlarındaki Türk takımının şikesini değil TFF’nin organize ettiği ligdeki şikeyi tespit ediyor. Sen de “bu onların tesbiti beni alakadar etmez” diyorsun. Adam senin yaptığın organizasyondan dolayı Fenerbahçe’yi ve Beşiktaş’ı Avrupa Kupaları’nın dışına atıyor. Sen de “Bende spor hukuku bitmiştir” diyorsun. Sende spor hukuku bitti de onlar ne hukukuna göre karar veriyorlar, nasıl karar veriyorlar?
T.K : Peki Etik Kurulu’nun bu konudaki duruşunu nasıl buldunuz ?
T.Ü : Şike meseleleri çıktığı dönemde Etik Kurulu’nun bir raporu var. İlk rapor da diyorki, “Bu altından çıkılır gibi değildir, Ahmet, Mehmet herkes suçludur” diyor. İkinci rapor da “Tamam bazı maçlarda şike var” diyor. Etik Kurulu Başkanı, “Biz birinci raporlarda tapelere, ikinci raporda ise savunmalara baktık” diyor. Savunma da adam “Ben suçluyum mu” diyecek. Profesör birde bunlar. Böyle saçmalık olur mu?
“TFF YARGI ORGANLARINA GÖRE TEŞVİK KESİN”
T.K: Peki Etik Kurulu’nun raporunda size göre şike var mıdır?
T.Ü: Evet Etik Kurulu raporuna göre hem şike hem de teşvik var. Disiplin Kurulu’nun kararında teşvik var. Ve Tahkim Kurulu’nun kararında da bu teşvik onanmış. Teşvik’i yapanlarda Şekip Mosturoğlu ile İlhan Ekşioğlu. Yani Fenerbahçe’nin TFF yargısında teşvik eylemi yaptığı kesinleşmiş. Neymiş efendim bu kulüplerini bağlamazmış. Peki bunlar bu teşvik eylemini kim için yaptı, nasıl kulüp sorumlu tutulamaz.
Tribünde x bir taraftarın sahaya attığı çakıl taşından kulüp sorumlu olacak kulübün en üst düzey iki üç yöneticisinin eyleminden kulüp sorumlu tutulmayacak. Bu olacak şey mi. Bu çelişki değilde ne ? Zaten UEFA bu konuyla ilgili kararında, hem başkan hem başkan yardımcıları gibi gibi kulübün üst düzey yöneticilerin yaptığı iştir diyor bunun için. Daha ne diyecek.
“TFF UEFA’DAN NEDEN YAZI BEKLİYOR?”
T.K: Yani siz Fenerbahçe’nin şike yaptığını ve Fenerbahçe’nin bu konuda cezalandırılması gerektiğini söylüyorsunuz. Artı UEFA’nın Türkiye ligindeki şikeyi tespit ederek buna ceza verdiğini, TFF’nin de UEFA’dan bir yazı beklemeden gereğini yapması gerektiğini buna uymak zorunda olduğunu söylüyorsunuz…
T.Ü: Aynen öyle. UEFA’dan daha ne yazısı bekliyorsunuz adamlar şike cezası vererek size yapmanız gereken şeyi söyledi. Daha da bekleyerek Türk futbolunu mahkum etmenin anlamı yok. Federasyon Başkanı “Biz kararımızı verdik ama UEFA’dan bir şey gelirse hep berabere oturup konuşuruz” diyor. Buna gerek yok. Bu nerede yapılmış. TFF’nin federasyonun organize ettiği bir ligde yapılmış ve 6 maç. Böyle bir şey olabilir mi ? Başka bir şey daha var. Diyorlar ki Fenerbahçe bunu tek başına mı yaptı ? Hayır. Bir sürü futbolcu ceza almış. Önemli olan kaleciler ceza almış. Geçen gün bir Fenerbahçe yöneticisi, “Efendim penaltıları Cüneyt Çakır verdi” diyor. Cüneyt Çakır mı şike yaptı. Lafa bak. Bu bahsettiği maçlarda Cüneyt Çakır 3 penaltı verdi, haklı olarak verdi. Cüneyt Çakır’a bu penaltıyı verdiren penaltı pozisyonuna sebebiyet veren kim? Rakip oyuncu oyuncu. Böyle saçma bir savunma olabilir mi?
“METE DÜREN’İN AÇIKLAMALARI UTANÇ VERİCİ”
T.K: Mete Düren televizyon programında, “Fenerbahçe’nin şampiyonluğu anasının ak sütü gibi helaldir” dedi. Aynı masada oturan mesai arkadaşınızın bu söylemini nasıl buluyorsunuz?
T.Ü: Utanç verici buluyorum. Kendisine de söyledim. Bu yanlışı defalarca da yaptı yapıyor.
T.K : Peki federasyon başkanının bu konuda bu dosya bizim için kapanmıştır söylemi konusundaki düşünceniz nedir?
T.Ü : Büyük bir talihsizlik…Yahu en son CAS kararı var. Spor Hukuku’nda en büyük mercii. En yüksek merciide bu kararları onayladı.
T.K : Peki UEFA kişilerle ilgili henüz karar vermedi, bu konuda ne bekliyorsunuz ?
T.Ü: Bu belli. Kişilere cezayı verecek. UEFA yargıtayı bekledi. Yargıtay’da kararı verince şimdi o da dosyayı karara bağlayacak.
“FENERBAHÇE YENİDEN YARGILANIRSA TÜRKİYE’NİN BAŞI DERDE GİRER”
T.K: Peki Yargıtay demişken bir de şike dosyasıyla ilgili yeniden yargılama konuşuluyor bir hukukçu olarak sizce olabilir mi?
T.Ü: Bu yeniden yargılanma olayı ne, 2012 yılı Temmuz’un 5’inde özel yetkili mahkemelerle ilgili çıkan kanun. Ama Fenerbahçe kararı 2012’nin 2 Temmuz’da verilmiş. Eğer Fenerbahçe’yi de bu işin içine sokarlarsa o güne kadar özel yetkili mahkemelerin vermiş olduğu bütün kararlar tartışma konusu olur. Türkiye Hükümeti de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne vereceği tazminatın da altından kalkamaz. Bunun için Fenerbahçe bu yeniden yargılama olayından yararlanamaz. Bunun bedeli ağır olur.
“58.MADDE SAÇMALIK”
T.K: Peki yeniden futbol federasyonunun kararına dönecek olursak. Bu 58. Maddenin değişimine ne diyorsunuz?
T.Ü: Ben bunun hukuka aykırı olduğunu söyledim şerh maddemi koydum. Tuhaf olan küme düşürme ve puan silme cezalarını getiriyor ama madde düşürülebilir verilebilir diyor. Böyle ceza olur mu ? Böyle saçmalık olur mu ? Ben bunu federasyonda yönetim toplantılarında sık sık söyledim kimse sesini çıkartamadı.Zaten buna muhalefet şerhini de koymuştum. Bence UEFA ciddi bir yanlış yaptı bu 58. Maddeye karşı çıkmalıydı.
“TÜRK FUTBOLUNU DEĞİL FENERBAHÇE’Yİ DÜŞÜNDÜLER”
T.K : Peki bu 58.madde bir kurtarma operasyonu muydu?
T.Ü: Ben bunu Disiplin Kurulu Başkanı ile de konuştum. Önümüze böyle bir madde geldi biz de buna göre ceza verdik dedi. Peki size böyle bir madde geldi ama bunu kesin uygulayın demiyor. Uygulanabilir diyor. Ben de kendisine neden bu maddeyi Fenerbahçe lehine kullandınız da Türk futbolunun lehine kullanmadınız dedim. Teşvik var diyorsunuz ama uygulamıyorsunuz.
“TFF’NİN ÖZERK OLMADIĞI DÖNEMİ DE YAŞADIM”
T.K: TFF size göre ne kadar bağımsız. Ne kadar özerk?
T.Ü: Bakın 74 yılında ben Federasyon’da çalıştım. Yetki tamamen Spor Bakanı’ndaydı yani siyasetteydi. Şike tahkik kurulunda da çalıştım. Şike tahkik kurulu Karşıyaka’nın bir karşılaşmasını şike ihbarıyla gündeme aldı ve araştırıldıktan sonra Karşıyaka’nın düşmesine karar verildi. Bakan, İzmir milletvekili. Biz Karşıyaka’yı küme düşürüyoruz. Ne incelemer sırasında ne de kararı verdikten sonra Spor Bakanı’ndan tek bir tepki gelmedi. Hatta çalışmalarımızdan dolayı bize teşşekkür eden yazı gönderdi. O gün federasyon özerk değil di durum öyleydi bugün özerk durum böyle.
T.K: Peki Mehmet Ali Aydınlar yönetiminin en büyük hatası neydi?
T.Ü: Fenerbahçe’yi kurtarma sevdası Mehmet Ali Aydınlar’ın başını yıktı.
“DEMİRÖREN TEZAT İÇİNDE”
T.K: Yıldırım Demirören’in Fenerbahçe’yi kurtarma sevdası oldu mu?
T.Ü: Yıldırım Demirören şöyle bir tezatı var. “Bakın şu kadar takım Avrupa’ya gidemeyecekti biz Türk futbolunu kurtardık” diyor. Geçen toplantıda yüzüne söyledim. Nasıl kurtardınız başkanım? İki takım Avrupa Kupaları’nda yok gidemedi, biri birkaç sene daha gidemeyecek. Daha da beteri gelebilir. Diğer takımlarda Avrupa kupalarına katılma hakkı elde ettiklerinde UEFA onlar için de benzer cezaları verecek.
“TRABZONSPORUN HAKKI YENMİŞ, BU KESİN”
T.K: Peki Trabzonspor Kulübü, bu dosya konusunda sütten çıkmış ak kaşık mı?
T.Ü: Ben bir şey daha söyleyeyim. Etik Kurulu’nun bütün raporunu baştan aşağı okudum. Trabzonsporla ilgili tek bir şüphe dahi yok. Mesele şu; geçenlerde Beşiktaş’ın itirazıyla tekrar karar verdik. Biliyorsun, ben de tekrarı yönünde oy verdim. Hakem kim? Barış Şimşek. Benim arkadaşımın oğlu benim hemşerim ama benim için önemli olan şu; burada kim mağdur olmuş, nasıl olmuş? Ben arkadaş hemşeri bakmam hakka hukuka bakarım. Trabzonspor meselesi de böyle. Örneğin Trabzonspor’un ilk mahkeme kararının ardından tescil iptal başvurusuna ret oyu kullandım yargıtay karar vermeden bir talep yapılamaz dedim. Ben taraf değilim ben haktan tarafım. Bu dosyada Trabzonspor’u suçlayacak tek bir şey yok. Ama Trabzonspor’un hakkının yendiği var.
“TFF OLARAK KUPAYI TRABZONSPOR’A TESLİM ETMEMİZ ŞART”
T.K: UEFA’nın verdiği karardan sonra TFF’nin yapması gereken nedir? Kupayı Trabzonspor’a vermek mi? Fenerbahçe’ye ceza vermek mi?
T.Ü: TFF şikeyi kabul etmeli. Başka çaresi yok. Kendi kurullarının verdiği kararları bile kabul etse, gene kupayı vermesi lazım. Bu şart. Sadece UEFA’nın değil. Şekip Mosturoğlu diyelim ki teşvik primi verdi. Teşvik primi verdiği zaman kimin için yapmış oldu. Bundan kim yararlandı? Hiç yapamıyorsa TFF kendi kurullarının verdiği karara göre gerekli puanı silmelidir. Bakın UEFA’ya göre küme düşürmeliydi. Hadi düşürmüyorsun puan sil bari. TFF biz UEFA’nın verdiği kararları uyguluyoruz diyor. Nasıl dediğimde Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi’ne Beşiktaş’ı ise Avrupa Ligi’ne göndermeyerek diyor. Hadi göndersenize bakalım ne oluyor. UEFA’ya “Ben gönderiyorum Fenerbahçe’yi Avrupa Kupaları’na” desene bakalım.Böyle saçma bir şey olabilir mi?
T.K: Siz göreve gelirken bunları hissetmediniz mi?
T.Ü: Bu kadarını hissetmedim doğrusu.
T.K: Peki hiç katıldığını toplarda masadan kalkıp gidesiniz gelmedi mi?
T.Ü: Toplantılarda ben konuştuğum zaman hiç kimse bana itiraz etmiyor. Ama kimse de benim konuştuklarımı onaylamıyor. Böyle acayip bir durum.
“İSTİFA EDECEKSEMDE VURUŞARAK İSTİFA EDECEĞİM”
T.K : Peki şu anda çalıştığınız kurumu adet topa tutuyorsunuz. İstifayı düşünüyor musunuz ? Önümüzdeki günler için planınız ne?
T.Ü: “Ben istifa etmem istifa edersem vuruşarak istifa ederim” dedim. Şimdi vuruşmaya başladım. Halk bunu bilecek. Kimse bunları anlatmıyor. Kamuoyu bunları bilmeli.
T.K: Sizin için TFF Başkanı ve yönetimi koltuklarından kalmalı mıdır?
T.Ü: Bu kararları vermezse elbette kalkmalıdır. Yıldırım Demirören ya o kupayı Trabzonspor’a verecek ya da o koltukta oturmayacak.
T.K: Şu anda kaçınılmaz olan nedir? Trabzonspor’un kupasının verilmesi mi?
T.Ü: Şu anda yapılması gereken biran evvel Trabzonspor’un kupasını teslim etmektir. Çünkü TFF’nin verdiği karar hukuki değil keyfi bir karardır. Hukuki hiç bir şey yoktur. Benim kararım keyfidir, kesindir. Ne yaptı hükümet, adli kolluk kuvvetiyle ilgili bir kararname çıkardı. Buna karşılık nereye gidildi danıştaya. Danıştay ne yaptı iptal etti. Biz TFF olarak yapılan talimatları Tahkim Kurulu dışında bir yere götürmüyoruz. Oradan çıkacak kararda belli oluyor.
T.K: Bugüne kadar bir çok federasyonun içinde bulundunuz. Şu ana kadar görüdüğünüz en kötü federasyonları sıralayabilir misiniz?
T.Ü: Bu şike olaylarından sonra gelen iki federasyon da adil değil.
T.K: Federasyonla çarpışmanızdaki amaç ne peki ? Bir hukukçu olarak Federasyonun yanlış yaptığını bu millete anlatmak mı? Federasyon yönetimine gereğini yapın. Kupayı teslim edin ve Fenerbahçe için de gereğini yapın çağrısı yapmak mı? Böyle anlıyoruz
T.Ü: Aynen öyle.
“ŞİKE SPORDA EN BÜYÜK AHLAKSIZLIK”
T.K : Peki Fenerbahçe yönetiminin camiasının bu süreçteki söylemlerini nasıl buluyorsunuz?
T.Ü : Fenerbahçenin başkanı yöneticileri “Ben Atatürkçüyüm diye böyle bir şey yapıldı” diyor. Atatürk, tüm dünya için çok önemli bir isim. Bunu bu kadar basit olaylara gerekçe yapmak kadar kötü bir şey yok. Atatürk, “Ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” diyor. Şike sporda en büyük ahlaksızlıktır. Sen nasıl Atatürkçüsün. Bugüne kadar bu dava Federasyon Kurulları, UEFA ve CAS’ın da bulunduğu 8 ayrı mahkeme aşamasından geçmiş. Bu 8 aşama içinde de Fenerbahçe’nin suçlu bulunmadığı olay yok. Etik Kurulu şike, teşvik var demiş. Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu teşvik var demiş. UEFA’nın disiplin kurulu, Tahkim Kurulu ve CAS, şike var demiş. Yani Fenerbahçe’nin suçlu görünmediği tek bir yargılama safhası yok. Daha bunun neyi tartışılıyor. Bu federasyon daha neyi bekliyor.
T.K: Fenerbahçe başkanı ve yönetimi bu süreçte başarılı olmuş mudur?
T.Ü: Başarılı oldu mu onu bilemiyorum ama kendi taraftarını bu kadar ayakta tutabilmesi açısından yani kendi açısından başarılı olmuştur. Onun için pek çok şeye sarılıyor. Atatürk’e sarılıyor. Paralel devlete sarılıyor.
“UEFA’NIN VERDİĞİ KARARDA ŞADRİ ŞENER YÖNETİMİNİN KATKISI BÜYÜK”
T.K: Trabzonspor Sadri Şener yönetimi ve bugünki yönetim bu süreci doğru yönetebildiler mi?
T.Ü: Sadri Şener yönetiminin bazı eksikleriyle birlikte bu süreci doğru yönettiklerini düşünüyorum. Ben UEFA’nın böyle bir karar almasında Sadir Şener yönetiminin etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum. Hataları eksikleri yok mu elbette var ama genelde Şener yönetimi başarılıydı bu süreçle ilgili.
T.K: Federasyon görevini yapıp kupayı Trabzonspor’a vermeli diyorsunuz. Peki federasyon yapacak mı bu görevini? Yapma ihtimali nedir?
T.Ü: Yok öyle bir umudum.
T.K: Peki UEFA bir yaptırımda bulunur mu?
T.Ü: Bilemiyorum. Ancak UEFA, şahıslara ceza verirse ondan sonra belli olacak iş. Şimdi fal açıp UEFA onu yapar, bunu yapar demek doğru değil ama UEFA geçmişte bunları yaptı. UEFA önümüzdeki günlerde kişilerle ilgili cezasını verecek. Bu dosyayı kapatacak. Sonra TFF’nin ne yaptığına bakacak. Onun için TFF bu kişilerin cezası açıklanmadan Trabzonspor’un şampiyonluk kupasını teslim etmelidir. Fenerbahçe’yi de düşürecekse düşürecek puan silecekse puanını silecek. Yoksa UEFA gereğini yapar. Yunanistan’a yaptı. FIFA, İsviçre’ye yaptı. UEFA’nın ve FIFA’nın bugüne kadarki uygulaması bu.
T.K: Bu işte siyaset ne kadar etkili oldu?
T.Ü: Çok etkili oldu.
T.K: Başka bir takım olsaydı ne olurdu?
T.Ü: Yine büyük bir kulüp olsaydı tartışılırdı ama Anadolu takımı olsaydı çoktan gereği yapılmıştı.
T.K: Yönetim Kurulu’nda bu şike dosyasını muhalefet eden kaç kişi var?
T.Ü: Maalesef sadece 2 kişi.
T.K: Peki yakından tanıdığınız PFDK üyesi Yusuf Reha Alp’in istifa etmesi sizce doğru muydu?
T.Ü: Ben ona da söyledim, yanlış yapıyorsun diye. Yusuf duygusal bir çocuk. Twitter’dan kendisine hakaret edildi diye istifa etti.
T.K: İbrahim Hacıosmanoğlu yönetiminin son dönemi iyi yönettiğini düşünüyor musunuz?
T.Ü: Hayır çünkü herkesle kavgalı.