İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Ege TV işbirliğinde düzenlenen “Marka Kent İzmir” paneli Swissotel Grand Efes İzmir’de gerçekleşti. Panele Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ile Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim katıldı. Panelde konuşan Başkan Özgener; doğru planlama ve şehrin kimliğine uygun konu başlığının sistemli markalaşma ile aynı potada eritildiğinde başarının da ortaya çıkacağını belirtti.
Bir kentin markalaşmasında futbolun çok önemli bir araç olacağını vurgulayan Başkan Özgener şöyle devam etti: “Futbol içi organizasyonlarda uzmanlaşarak aynı konuda her sene bir turnuvaya ev sahipliği gerçekleştirmek, bir kentin markalaşmasında futboldan en üst düzeyde faydalanmayı da beraberinde getirir. Plaj futbolu, İzmir ve Ege Bölgesi’nin futbolda bir marka olmasını sağlayacak en önemli araçlardan biri olabilir. 3.5 milyonluk nüfusu, iklimi ve plaj futbolunun uluslararası alanda yapılmasını sağlayacak tesislerin varlığı İzmir’i bu süreçte avantajlı kılıyor.”
Son aylardaki çalışmalarla ekonomik krizin Türkiye Futbol Federasyonu’nun gelirlerine gol atmasına izin vermediklerini belirten TFF Başkanı, “Ciddiyetimiz, popülist yaklaşımların önünü kestiği gibi kurumsal birer yapı olan sponsorlarımızı da olumlu etkiliyor. Karşılarında aynı dilden konuşan oluşumlar gördüklerinde güven katsayıları yükseliyor ve futbola ayırdıkları bütçeyi azaltmak yerine artırıyorlar. Futbolun eğlence, günlük sıkıntıları yok eden antibiyotik olduğu dikkate alındığında kriz ortamında futbol maçlarının önemini net görebiliriz. Tüm sponsorlarımız sponsorluğun her aşamasını ölçüyor ve etkisini artırabilmek için çalışıyor. Bu çabalar onlara markalarının en üst düzeyde tanınması olarak geri dönüyor. Bunun en iyi örneğini, Euro 2008’de Fatih Hoca liderliğindeki Milli Takımımızın onlara sağladığı katkı ile yaşadık” diye konuştu.
Mahmut Özgener, İzmir’in ve Ege Bölgesi’nin futboldan asla kopmaması ve bunun için de gerekli yatırımları yapması gerektiğini söyledi. Özgener; “Futbol Federasyonu’nun sponsorları arasında Ege Bölgesi merkezli kuruluşların yer almasını, Ege kulüplerinin taraftar sadakat programları ile ön plana çıkmasını temenni ediyorum. Bu girişimler başta İzmir olmak üzere bölgenin turizm potansiyelinin değerlenmesinin önünü açacaktır. Akdeniz oyunları için inşa edilen İzmir Atatürk Stadyumu, kayda değer bir revizyondan geçtiği takdirde önemli uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapma imkânı kazanacaktır. Tabii İzmir gibi potansiyeli olan bir şehre sadece bir stat yetmez. Alsancak Stadyumu’nun yıkılıp yerine günümüz şartlarında modern bir stat yapılması ile İzmir bu konudaki eksiğini kapatacaktır. 24 takımın katılacağı ilk turnuva olan 2016 Avrupa Şampiyonası’nı düzenleme arzusu ve niyetinde olan Türkiye, bu organizasyonu İzmir’in iki modern stadıyla yapabilir” dedi.
İzmir’in kendisi için ayrı bir önemi olduğunu vurgulayan Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim de İzmir’in, Çeşme ve Kuşadası’nın sahip olduğu imkânlar ve iklimi sayesinde dünyada hızla gelişen “spor turizmi” sektöründe söz sahibi olabileceğini belirterek, futbol yatırımları yapılmasının, dünya futbolunun önemli takımlarının kamp için çekilmesinin önemine dikkat çekti. Futbolda marka yaratmanın iyi organize olmak ve güç birliği yapmaktan geçtiğini belirten Terim, “Bugün nüfusu İzmir’in yarısı bile olmayan Porto’nun futbol takımı Avrupa’da önemli bir güç. Müzelerinde iki tane Avrupa şampiyonluğu kupası var. Porto dediğinizde, Avrupa’da tanımayan, bilmeyen yok. İzmir’in, İzmirlinin ‘Porto bunu yapabildiğine göre ben neden yapamayayım?’ diye düşünmesi lâzım” diye konuştu.
Türk futbolunun 15-20 yıl içinde ciddi bir sıçramayla Avrupa’nın önemli güçlerinden biri olduğunu söyleyen Terim şöyle devam etti: “Artık futbolda büyük saygı görüyoruz. Uluslararası antrenör seminerlerinde ders vermem için sürekli davet alıyorum. Türkiye iyi bir planlamayla dünyanın en güçlü futbol ülkelerinden biri haline gelebilir. Yeni bir Brezilya olabilir. Nüfus 70 milyon. Çok büyük bir kısmı genç. Futbola duyulan sevgi ve ilgi malum”.
Fatih Terim, A Milli Takımın Avrupa Şampiyonası 2008’de yarı finale yükselmesinin Türkiye’yi tüm dünyanın saygısını kazanmış, sempatik bir ülke haline getirdiğini belirtti. Milli Takımlar teknik direktörü;
“Tarih boyunca ilişkilerimizi düzeltemediğimiz ülkelerin insanlarından bile tebrik mesajları aldık. Öyle ki, Avrupa Şampiyonası’ndan sonra biraz da tedirgin gittiğimiz Ermenistan’da bile büyük saygı gördük, alkışlarla karşılandık” dedi.
