Sporx Genel Yayın Yönetmeni Tahir Kum, son yazısında Bursaspor ile Beşiktaş arasındaki husumeti kaleme aldı. Futbolistan olarak bu yorumu sizlere sunuyoruz.

İşte Sporx Genel Yayın Yönetmeni Tahir Kum’un yazısı

7 yıllık husumet Türk futbolunu yedi bitirdi…

Görünen o ki; yaşananların ardından… “Bursaspor’a bundan dolayı herhangi bir ceza verilirse bu olayları daha da tırmandırır” diyen ; “Ligin ilk yarısında İnönü Stadı’nda o olaylar yaşanmasa bugün Bursa’da bunlar olmazdı. Böyle olacağı belliydi” diyerek yangına adeta körükle giden bir “idareci zihniyetinin” var olduğu müddetçe bu husumet değil 7 yıl, 17 yıl daha devam eder.

Peki, bu husumetin kaynağı ne?
Koca iki camiayı bir birbirine düşüren; birbirinden nefret ettiren; birbirlerine kin ve öfke beslemelerine neden olan olay ne?
Nedeni; Bursaspor’un 2003-2004 yılında küme düşmelerine sebep olarak Beşiktaş’ı sorumlu görmesi.

Peki, öyle mi?
Ne olmuş o sene? 2003 – 2004 sezonunun son haftasına girilirken Sebat’ın 39, Ç.Rize’nin 39, İstanbulspor’un 38 ve Bursaspor’un ise 37 puanı var.
Elazığ ve Adanaspor daha önceden lige havlu atmışlar… Ligden düşecek üçüncü takım ligin son haftasında belli olacak.
Sebat evinde A.Gücü’nü ağırlayacak. İstanbulspor, Konyaspor deplasmanına gidecek. Bursaspor evinde Samsunspor’u konuk edecek. Ç.Rizespor da yine evinde Beşiktaş’la karşılaşacak.

İstanbulspor Konyaspor’u 2-0, Bursaspor Samsunspor’u 1-0, Sebat A.Gücü’nü 3-2 ve Ç.Rizespor da Beşiktaş’ı 1-0 mağlup edince ligde sıralama değişmez… Ve 34. haftaya 16. sırada giren Bursaspor küme düşer…
(Kadere bak ki; Bursaspor’un kardeş takımı (!) A.Gücü, Sebat deplasmanında 2-1 önde götürdüğü karşılaşmada rakibine 3-2 mağlup olmasa düşen takım Bursa yerine A.Sebat olacaktı…)

Her neyse… Bursaspor’un Beşiktaş’a husumet bağlamasının sebebi sadece son Ç.Rize maçıyla ilgili değil elbet. Bir hafta öncesinde o Beşiktaş’ın Bursaspor’un alt sıralardaki diğer bir rakibi Sebat’a da evinde 2-0 mağlup olması bu “husumette” önemli bir etkendir.
Bursasporlular adına bu iki maçın sonucu “oldukça düşündürücüdür.”
Bir nevi bu tepkiyle Beşiktaş’ın “şike yaptığı” ima edilmeye çalışılmaktadır. Yani, Beşiktaş’ın özellikle Rize maçında bilerek yenildiği kastedilmektedir.

Kısaca; Bursa camiası olarak, o Rizespor’a mağlup oldukları maçta Beşiktaş forması giyen oyunculara bir nevi “şikeci oyuncular ” yakıştırılması yapılmaya çalışılmıştır.
7 yıllık bu “husumetin” açılımı budur…
Ama sonrasında ortaya ilginç ve tuhaf bir durum çıkmıştır. Bu da Bursasporluların Rizespor maçıyla ilgili bu teziyle (!) çelişmektedir.

Nedir bu?
Mesela; o günkü Rize – Beşiktaş maçında yani (Beşiktaşlı oyuncuların şike yaptığı ima edilen) karşılaşmada Beşiktaş forması giyen üç futbolcunun, Sinan Kaloğlu, Serdar Topraktepe ve Ümit Aydın’ın bir- iki sezon sonrasında Bursaspor’a transfer olmasıdır. Keza yine o karşılaşmada Beşiktaş kadrosunda bulunan Ümit Atalay’ın da, aynı şekilde birkaç sezon sonrasında Bursa şehrinin önemli takımı Bursa Nilüfer takımına transfer edilmesidir.

İlginç ve tuhaf değil mi, sizce? Eğer o gün (Ç.Rize – Beşiktaş maçında) Beşiktaş kadrosunda bulunan ve forma giyen futbolcular “şikeciyse” (!) o zaman o oyuncuların Bursaspor’da ne işleri var? Öyle değil mi?
O zaman, Ç.Rizespor – Beşiktaş maçına “bu gözle” bakan Bursasporlular önce bu “çelişkinin” cevabını vermeliler… Madem o gün Beşiktaş kadrosunda bulunan oyuncular Ç.Rizespor’a karşı “şike” yaptılar, neden o zaman o Bursa şehri o günkü Beşiktaş’ın kadrosundaki 4 oyuncusuna birden kucak açarak forma verdi? Buyurun, önce bunun cevabını verin…
Görünen o ki; husumetin yerini şimdi kan davası almış. “Onlar İstanbul’da bizim kanımızı döktü, şimdi biz onların kanını dökeceğiz” düşüncesi hakim…

Birileri bu akan kanları durdurmalı… Çünkü bu husumetten kan kaybeden sadece Bursa ve Beşiktaş değil. Asıl Türk futbolu kan kaybediyor, beyler…
İnsanlar tarihin o sayfalarına bir kez daha göz atmalı… Ne olduğunu iyi anlamalı…
Birileri de çıkıp o günkü bazı gerçekleri ortaya koyarak her iki camiayı aydınlatmalı.

Örneğin; Rizespor’a deplasmanda 1-0 mağlup olmasından dolayı bu “suçlamalara” hedef olan o günkü Beşiktaş’ın “Samsun faciasıyla başlayan” ligin ikinci yarısında ne hallere düştüğü hatırlatılmalı…

Ligin ilk yarısında 43 puan toplayan o günkü Beşiktaş’ın ligin ikinci yarısında sadece 19 puan toplayabildiğini; sezonun son 6 haftasında galibiyete hasret kaldığını; sadece Rize ve Sebat’a değil öncesinde de Diyarbakır, Adana ve İstanbulspor gibi ligin alt sıralarında bulunan diğer takımlar karşısında da “hezimet” yaşadığını; adeta “rezilleri oynadığını” anlatmalı.
Yoksa daha çok kanlar akar. Daha çok canlar yanar…

Ne olur… Şampiyonluğu ile gurur duyduğumuz, futbol potansiyeli ile gelecek adına büyük umutlar beslediğimiz, son Fair Play Ligi Şampiyonu olarak ayakta alkışladığımız güzelim takıma, büyük Bursaspor’a, güzel şehir Bursa’ya kötülük etmeyin…