Dün, FB-Ülker taraftarı sahaya inip Efeslilere sulandığında ülkede bir federasyon başkanı olsaydı Fener’e öyle bir ceza verirdi ki, bir daha kimse buna cüret edemezdi.
Bu bir!
Bugün GS-CafeCrown maçında o GS’lı sahaya inemezdi mesela, indirmezlerdi.
Bu iki!
Halamın bıyıkları olur ,amcam olur, amcam bile halam olur, herkes herşey olur da, bizimkinden başkan maşkan olmaz.
Maşkan bile olmaz.
Valla!
Bu üç!
Bizimki…
Aziz beyin göreve atadığı, görevden almasını bütün basketbol camiasının 4 gözle beklediği bizimki…
Tuncay beyin elinde doğan, büyüyen, ölürken Aziz beyin elinde yeniden doğan,’ Allah kimseyi bu duruma düşürmesin’ durumundaki bizimki…
İstanbul’da en çok dua edilen yer Abdi İpekçi son yıllarda, her giren-çıkan aynı duayı ediyor.
‘Aziz bey getirdiği gibi geri götürür inşallah!’
Amin!
Diyanet bunu bilsin!
Aziz bey onu şu sıralar görevden alırsa bu Ataşehir’deki salondan bile daha büyük kıyak olur basketbola.
Bunu da Aziz bey bilsin!
Bu da dört!
GS-FB maçında FB’li sporculara olan saldırıdan sonra ülkede bir federasyon başkanı olsa, her kafası bozulanın sahaya inip sporculara saldırdığı bu ‘kepazelig’ süresiz tatil edilirdi.
Ya FB ve GS bir-iki sene seyircisiz oynardı, ya da lig onlarsız oynanırdı.
Bu beş!
Bir çocuğun kafasının Beko’nun liginde yarılması ile bir Beko dükkanında yarılması aynı gibi değilse de aynıdır, başına bir şey gelen biri Beko’ya sığınır,Beko Koç demektir, ülkenin en güvenilir ailelerinden birinindir, onların olduğu yerde böyle şeyler olmamalıdır ya da onlar orada olmamalıdır.
Böyle düşünürüm ben, herkes böyle düşünürse Beko ismini çeker bu ligden.
Bu altı!
Büyük fotoğraftaki sporcularla dalaşan Ülker,Cafe Crown formalı adamlar, Cafe Crown formalı taraftarın Ülker formalı sporcuya vurması, günün birinde böyle şeylerden hoşlanmayan bu kurumsal aileyi rahatsız eder ve sponsorluklarını bitirir.
Bu da yedi!
GS’ a da FB’ye verildiği kadar ceza verilecektir, verilmeyecektir yani, bu GS ‘lı FB’li kadınların yaklaşan derbisinde başka kepazeliklere sebep olacaktır.
Bu sekiz!
Bir gün, biri birini statta ,salonda öldürürse sorumlusu sorumsuzca konuşan bazı yöneticiler ve onların medyadaki uzantıları olacaktır.
Bu dokuz!
Parayı veren sponsorlar bu sorumsuz demeçleri önleyebilir ve ancak onlar önleyebilir ve önlemelidir.
Bu 10!
Bu iki kulübün yöneticilerinin dediğini istisnalar hariç sallamam, söylemeleri gerekeni söyler çoğu, taraftara oynarlar, sponsorların yöneticilerini ciddiye alırım, bu konu hakkında mail filan atarlarsa seve seve yayınlarım.
***
Dünün dünü şehir dışında yolumu kaybettim adres sormak için bir fabrikanın bahçesine girdim.
Bereliyim ,kirli sakallıyım.
Hırt bir güvenlikçi haddini aştı, küfür etti, ben de ettim, birbirimize girdik, arkadaşlarını çağırdı, etrafım sarıldı.
Zorlu Holding’e aitmiş orası nasıl girermişim, girersem de başıma geleceklere razı olmalıymışım.
Zorlu’nun fabrikasına yol sormak için bile girilmiyor.
Ve…
Ülker fabrikasına girip bir Ülkerliye saldıramazsın.
Koç’a girip bir Koç mensubuna da…
Vilayet de herhangi birine de…
Polat’ın oteli içinde bir otel müşterisine de…
Aziz Yıldırım’ın şirketinin oto parkına bile zorla giremezsin.
Yiğit Şardan’ın reklam şirketine de…
Nedim Karakaş’ın evine de…
Turgay Demirel’in oturduğu siteye de…
Uzatmayalım…
Anlamadığım şu…
Hepsinin orda olduğu bir stada-salona elini kolunu sallayarak giriyor bazı adamlar ve iş bitiriyor.
Nasıl iş bu?
Bu soru Emniyete!
Ne iş sevgili, sayın müdürüm bu?
Dağ başı mı burası?
Bunun adı sporcunun hanesine tecavüz değil mi?
Ve…
Sporcunun bile can güvenliğinin olmadığı yerde benim, senin, onun, bizim, sizin, onların can güvenliği olur mu?
Olmaz!
***
Yuh bana, sana, ona, bize, size, onlara!
Yuh !
Nokta.
Bir taraftar-yönetici modeli ve bir demode profesyonel modeli
Yiğit Şardan taraftar-yönetici modelinin bir temsilcisi “onlar tahrik etti bizi, seyircimiz sahaya indi, vurdu, onların basketbolcusu da bizim seyirciye vurdu ” gibisinden bi şeyler söyledi maç sonrası.
Şardan, şirketinin bir reklamından tahrik olup reklam şirketini basıp bir elemanına tekme tokat girişen biri için bu yorumu yapar mı?
“Haklı tahrik olmuş, girmiş şirkete bir elemanımızı dövmüş”, der mi?
Yöneticiler işyerlerine gösterdikleri özeni kulüplerine göstermiyorlar, kendilerine çalışıyorlar.
Ve Nedim Karakaş …
Bir profesyonel o çalışmadığı kurum kalmadı, hâlâ bu demode tarzdan kurtulamadı, herkesin gözünün içine baka baka doğru söylemedi.
“Yalan söyledi” diyeceğim de ailesi var, tanıyorum, ayıp olur.
“Ezeli rezalet” dedi.
Doğru rezalet.
Kendi taraftarının Efes maçındaki yaptığını gözümüze baka baka saptırması da rezalet.
Bu bir!
GS’ınki vurmuşmuş da, FB’ninki itmişmiş.
Bak sen!
Sen bana bir avuç su atarsın ben sana bir kova.
Bu işler böyledir.
İşine gelmiyorsa bir fiske bile su atmayacaksın bana.
Bu iki!
Kendi başında olduğu takımının dörtte birine kurulan ilk dörde zor girecek bir takıma yenildiler.
Rezaletin babası da bu.
Farkında mı?
Bu üç!
Bu takımın kaç oyuncusunu koçu istedi, kaç oyuncusunu başkanı, bu takımı kim kurdu cevap verir mi?
Bu dört?
Koçunun istemediği oyuncular niye, nasıl gönderilmedi?
Bu beş!
Bunları bile bile orda durmak, bu tarihin en pırıltılı takımıyla bu hallere düşmek istifa etmesini gerektirmez mi?
Bu altı?
Karakaş’ın evine biri girip ailesine GS’lının FB’ liye saldırdığı kadar değil, FB’linin Efesli oyunculara saldırdığı kadar saldırsa, ne der, o gün maç sonrası dediklerini mi?
Karakaş’ın devri de geçmiş.
Haberi olsun!
GS’ daki skandalla bağlayalım…
UEFA’yı almak gibi bir şey bu.
Milat!
Tarihe fena geçtiler.
4 pofesyoneli göndermek temizlemez bu skandalı.
Yönetimde basketboldan sorumlu yöneticiler var, haberleri varsa rezalet, istifa etmeliler.
Haberleri yoksa daha büyük rezalet bu, yine istifa etmeliler.
Son bir şey…
Bu rezaletin yaşandığı turnuvada diğer iki takımın koçu nereli?
Türk.
İkisi de arkadaşım.
Kusura bakmasınlar, bizim imajımız böyle bozuldu oralarda.
Aynen böyle!
Keşke göz yummasalardı…
Haber şöyle İtalya’da;
‘Türk takımı cezalı oyuncusunu oynamayan bir Türk’ün adıyla oynattı, turnuvada diğer iki takımın koçu da Türk’.
Bu da en en rezaletos!
***
Anladikos mu koçlar?
***
Köşemi bitirdim, yolladım, Yiğit Şardan’ın istifa ettiğini öğrendim.
Bir ilk bu.
Açıklaması da erkekçe…
Etkilendim!
Bu da bir Milat!
BİLGİN GÖKBERK