Bir süredir Radyospor’un ısrarla dile getirdiği Beşiktaş dosyasından bilmem haberiniz var mı? Barış Ertül, Bülent Yüksel ve Hürser Tekinoktay, yaptıkları programlarda Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün varlık sebeplerinden olan kimi değerlerin nasıl hukuk dışı ilişkilerle heba edildiğini anlatıyorlar.
Hem de öyle bir heba şekli ki bu, usul usul koca Beşiktaş çınarını kurutmaya eş değer bir davranış.
Yazılarımı takip edenler, benim de mevcut Beşiktaş Yönetimiyle ilgili kaygılarımı zaman zaman okuyorlardır. Ancak, başta Sevgili Tekinoktay olmak üzere Radyospor’un kamuoyuna servis ettiği bu gelişmeyi tüm sporseverlerin dikkatle takip etmesi gerekiyor.
Bilindiği üzere Beşiktaş Yönetimi, kulübün borçlanma yapısını düze çıkartacak yegâne çalışmanın Fulya Süleyman Seba Projesi olduğunu defalarca dile getirmiş, projenin ihalesini de Trabzonsporluluğu ile bilinen Yaşar Aşçıoğlu’nun sahibi olduğu Aşçıoğlu firması kazanmıştı.
Taraflar, ilk etapta yaptıkları sözleşmeyle, proje değerlerinin % 67’sini Beşiktaş Kulübüne, kalan % 33’ünü de müteahhit firmaya pay ederek, sözde “kulübün lehinde” görülen bir anlaşma sağlamışlardı.
Ama ne olduysa bundan sonra oldu ve anlaşmanın hemen ardından çıkan kötü kokular, aslında bu yüzdelerin gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu. Çünkü bahsi geçen değerlerin “yerin altı ve üstü” şeklinde sınıflandırılması ve Beşiktaş tarafının çoğunlukla yerin altında kalan kısımda hak sahibi olması, doğal olarak kulübün önemli ölçüde zarara uğratılması demekti.
Örnek: Aşçıoğlu tarafı, elindeki 305 dairenin satışından 250 milyon $ elde edebilecekken, BJK tarafı kendine ait yerleri satmak isterse sadece 140 milyon $ kazanabilecektir.
Kazanç dağılımı: BJK % 36, Aşçıoğlu % 64
Beşiktaş Kulübü yetkililerinin her fırsatta çok iyi bir anlaşma yaptık demelerine rağmen bu rakamlar üzerinden kimin kar ettiğini, kimin zarar ettiğini yeniden düşünmek lâzım! Yüzde 67’den yüzde 36’ya inen bir payın karlılığı nerede çok merak ediyorum.
Kaldı ki; sonradan eklenen 12 kat sayesinde Aşçıoğlu’nun 96 daire daha kazanması, bu makasın daha da açılması demektir.
Tüm bunların yanı sıra, kullanım haklarını 17$ ve 23$’dan (m2) 25 yıllığına müteahhit firmaya veren Beşiktaş Kulübü, sıcak para sevdasına 3 yıllık parayı peşin alarak bir kez daha zarar etmiştir. Zira, Aşçıoğlu firması şu an için aynı yerleri 35$ ve 80$’a kiraya sunarak yaptıkları karlı sözleşmeyi katlamaya devam ediyor.
Ne yazık ki Beşiktaş’taki skandallar bunlarla da bitmiyor. Rahmetli Şan Ökten’in adı verilen tesisteki isim değişikliği (müteahhitin ismi verilecek) çabalarından tutun da, Fulya’nın göbeğinden çıkan metro tüneline kadar, ardı arkası kesilmeyen gariplikler var.
Evet yanlış okumadınız, metro tüneli. Ülke futboluna altyapı fabrikası olarak damgasını vuran Fulya’daki tesislerin ortasından artık metro tüneli çıkıyor!
İlçenin Belediye Başkanlığını yapan İsmail Ünal’ın (aynı zamanda Beşiktaş Kulübü eski Genel Sekreteri) Fulya’daki Alt yapı tesislerinin göbeğinden çıkan Metro tüneline onay vermesi inanılır gibi değil. Alt yapıya ait alanın kullanılamaz hale gelmesi yüzünden artık çocuklarımız Fulya yerine Ümraniye’de gösterilen adrese gitmek zorundalar. Hâlbuki o tesisler, Beşiktaş ve çevre semtlerden gelen binlerce çocuğun Beşiktaş sevgisini öğrenme ve spor yapabilmelerinin yegâne şansıydı.
Yine de henüz her şey bitmiş değil. Sadece Beşiktaş semtinde yaşayıp da çocuklarının spor yapmasını arzulayan ailelerin baskısı bile bu üçkâğıdın bozulmasına yetecektir.
Yeter ki; Radyospor ekibinin çektiği bu önemli fotoğrafa karşı sessiz kalmayalım.
Not: Aynı zamanda Trabzonspor kongre üyesi de olan Yaşar Aşçıoğlu, verdiği bir röportajda “İstanbul’da Galatasaray’ın adası, Beşiktaş’ın Fulya’sı varsa, Trabzon’un da İstanbul’da böyle bir yeri olmalıdır” demişti. Gelinen son nokta sizce de ilginç değil mi?
Sayın Erkut Tekin’e ve Tekin’in yazılarını Futbolistan.net ile paylaşan Birgün Gazetesine teşekkür ederiz.
