NationalTurk’ün haberine göre, Beşiktaşlı Holosko ve Sivok Türk olmak istiyor Beşiktaş’ın Slovak futbolcusu Filip Holosko, Tomas Sivok ile birlikte Türk vatandaşlığına geçmek istediklerini açıkladı.
NationalTurk’ün haberine göre, Filip Holosko, takım arkadaşı Çek futbolcu Sivok’un da kendisi gibi Türkiye’yi ve İstanbul’u çok sevdiğini belirterek, “Sivok da, ben de Türk vatandaşlığını istiyoruz, ama nasıl olacağını göreceğiz. Bu konuyla yönetimimiz ve idari işlerimiz ilgileniyor. Detaylar hakkında çok bilgili değilim, ama istiyoruz” dedi.
Holosko, beş yıldır Beşiktaş’ta forma giydiğini, sezon başında başka kulüplerden teklifler aldığını, ancak bunları kabul etmediğini dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Burada kendimi evimde, büyük ailenin bir parçası gibi hissediyorum. Hem ben, hem ailem İstanbul’da, Türkiye’de yaşamaktan çok mutluyuz. Türkiye çok güzel bir ülke. Eşim, ben ve çocuklarım kendimizi Türkiye’nin bir parçası gibi hissediyoruz. Sadece kendi ülkemizin değil, buranın da vatandaşı gibi hissediyoruz. Tüm bunlar Beşiktaş’ın teklifini kabul etmemdeki etkenlerdi. Maaşımda bile belli indirime gittim ve nihayetinde kazanan ben oldum. Beşiktaşla olan kontratımı 3 yıl daha uzattım. Nihayetinde çok ciddi bir fedakarlık yok, ama yaptığım fedakarlıktan dolayı hiçbir şekilde pişman değilim.”
Slovak futbolcu, artık Türk kültürüne tamamen uyum sağladığını ifade ederek, “Türkiye’de 7 yıldır yaşıyorum ve kültürüne tamamen uyum sağladım, ‘Türküm’ bile denebilir. Türk kültüründen bana en yakın gelen, insanların davranışları, sevgi dolu, yardımsever olmaları, bizim insanlar gibi soğuk olmamaları, sıcak olmaları” diye konuştu.
“Türkçem kötü değil” diyen Holosko, ancak gelecekte futbolu bıraktıktan sonra Beşiktaş’ta veya Türkiye’nin başka kulüplerinde teknik adam olarak çalışması için dilini geliştirmesi gerektiğini söyledi.
Hayatındaki pek çok ihtiyacını bir aracıya gerek duymadan Türkçe çözebildiğine işaret eden Holosko, “Takım arkadaşlarımla gayet iyi anlaşıyorum. Adaptasyon konusunda dil öğrenmek insanın işini rahatlatabilir. Türkçem iyi olmasına rağmen daha da geliştirmek istiyorum. Futbolu bıraktıktan sonra gerek Beşiktaş’ta gerekse başka kulüplerde çalışma ihtimalini artırmak istediğim için dilimi geliştirmeyi çok istiyorum. Ancak tercümanın olması işleri daha da rahatlatıyor” dedi.
Beşiktaşlı futbolcu, çocukluğunda Beşiktaş’ın Sparta Prag ile yaptığı bir maçı televizyondan izlediğini ve Beşiktaş taraftarının takımlarını nasıl desteklediğini gördüğünü anlattı. Taraftar desteğiyle Beşiktaş’a yakınlık duyduğunu vurgulayan Holosko, şöyle konuştu:
“Tıklım tıklım dolu tribünlerin Beşiktaş’ı nasıl desteklediğini görmüştüm. Daha o zaman ‘Bu kulübe gelmek lazım, bu kulübün parçası olmak isterim, böyle bir sahada oynamak isterim’ diye içimden geçirmiştim. Ne mutlu ki böyle bir çocukluk hayalimi gerçekleştirebildim ve Beşiktaş’a geldim. Taraftar desteğini her zaman arkamda, yanımda hissediyorum. Beşiktaş aile gibi olan bir kulüp. Herkesin bir arada olduğu, herkesin yakın, samimi olduğu bir camia. Beşiktaş’a gerçekten içimden gelen yoğun bir sevgi hissediyorum.”
Filip Holosko, “Beşiktaş tarihinde kendini nasıl konumlandırırsın?” sorusunu ise “Bir sezonda çifte kupa kazandık. 2,5 yıllık sözleşmem var. En azından bir şampiyonluk kupası daha kaldıracağıma inanıyorum. Beşiktaş’ın tarihinde nasıl bir yer edinirim, bunu gerçekten söylemem zor ve mümkün değil. Buna karar vermesi gerekenler başkalarıdır. Belki de Beşiktaş tarihinde yerim olmaz, buna karar veremem” şeklinde yanıtladı.
Ligde 9, Türkiye Kupası’nda da 2 gol kaydeden Holosko, performansının artmasıyla ilgili, “Şansım yerinde ve iyi bir sezon geçiriyorum. İyi maçlar çıkarıyorum, burada özellikle hocama teşekkür etmek istiyorum. Bana şans verdi, güvendi” diye konuştu.
Holosko, bir futbolcunun oynadıkça geliştiğine işaret ederek, “Bir oyuncu her maçta oynadığı zaman üstüne koyabilir, her maçta oynadığı zaman biraz daha kendini geliştirebilir. Hocam bana her maçta şans verdiği için performansımın daha da arttığını söylemem mümkün” dedi.
Filip Holosko, ligin ilk yarısında iyi performans gösterdikleri, ikinci yarıda bir düşüş gözlendiğinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
“Geçmişte takımımızda büyük isimler, büyük oyuncular, geniş kadrolar vardı. Beklentiler yüksek olmasına rağmen iyi sonuçlar gelmemişti. Takım olamamıştık, takım gibi oynamıyorduk, birlik beraberlik yoktu. Ancak bu sezon o kadar büyük isimler olmamasına rağmen gerçekten takım gibi oynuyoruz, mücadele ediyoruz. Dolayısıyla sezonun ilk yarısında beklentiler yüksek olmamasına rağmen iyi sonuçlar aldık. Ligin ilk yarısını kimsenin bizden beklemediği yerde; Galatasaray’ın ardından ikinci sırada kapadık. Ligin ikinci yarısında ilk 5 maça iyi başlamadık, evimizde 3 tane beraberlik aldık.”
Slovak futbolcu, Kardemir Karabükspor ve Gaziantepspor maçlarında ciddi hayal kırıklığı yaşadıklarını belirterek, “İki maçta da önde olmamıza rağmen skorları koruyamadık. İki maçı beraberlikle tamamladık. Kötü oynadığımızı düşünmüyorum. Elimizden geleni yapıyoruz, mücadele hırsımız azalmadı, daha az pozisyon bulmuyoruz, daha fazla pozisyon vermiyoruz, ama sonuçları iyi yapamadık. Öne geçtiğimiz maçlarda, ya çok fazla hücum etmeye çalışıyoruz ya da savunma yaptığımızda bu kez çok savunmaya çekiliyoruz. Sonra da rakibin baskısı altında kalıp gol yiyoruz. Her şeye rağmen ben ikinci yarının kalan maçları için umutluyum” dedi.
Beşiktaş’ın ligdeki durumuna ilişkin Holosko, şunları söyledi:
“İkinci yarıda kendi evimizde 3 beraberlikle 6 puan kaybettik ve nihayetinde Galatasaray’ın 7 puan gerisine düştük. Önümüzde 12 maç var, eminim böyle dengeli giden ligde Galatasaray da puanlar kaybedecektir. Önemli olan bizim oyunumuza bakıp maçlarımızı galibiyetle bitirmek. Bu sezon lig çok farklı ve ne olacağını şimdiden kimsenin söylemesi mümkün değil.
Bu sene çok gol atıyoruz, neredeyse kazandığımız her maçı 3 golle kapatıyoruz. Bu kadar çok gol atmak bir oyuncu ve takım için gerçekten çok olumlu bir kartvizit. Bu bizim iyi oynadığımızı gösteriyor. Aynı zamanda çok da gol yiyoruz. Gol atmak takımın olumlu yönüyse, gol yemek de tüm takımın olumsuz yönü. Sadece kaleci veya savunmaya yüklenmek mümkün değil. Bu sene hücum futbolu oynuyoruz, hep beraber hücum ve savunma yapıyoruz. Burada bir hata varsa çok gol yiyorsak, bu tamamen tüm takımın sorumluluğunda. Gol atmamız tüm takımın işiyse, gol yememiz de tüm takımın işi. Bundan sadece kaleci ve savunma değil, tüm takım sorumlu.”
Slovak futbolcu, Gaziantepspor maçı sonrası tribünlerden Teknik Direktör Samet Aybaba’ya yönelik tepkiler geldiğinin anımsatılması üzerine, “Kazanmamız gereken ve son dakika gol yediğimiz maçtan sonra aleyhte bağırmaları aslında normal. Bu sadece bizim taraftarların değil, dünyadaki tüm taraftarların yapacağı bir şey. Emin olun sadece onlar değil biz oyuncular da çok sinirlendik, kızdık. Antrenörlerimiz de kızdı, hepimiz hayal kırıklığına uğradık” dedi.
Filip Holosko, siyah-beyazlı takımda üst üste yaşanan sakatlıklara ilişkin de şunları söyledi: “Bu kadar yoğun bir sezonun geçtiği dönemde sakatlıkların olması normaldir. Bu sene sakatlıklara çok tepki gelmesindeki en önemli durum, kadromuzun çok derin olmaması. Dolayısıyla birkaç oyuncunun sakatlanması, bütün kadroyu etkileyebiliyor. Sağlık ekibimiz bence mükemmel, çok iyi işler çıkarıyorlar.
Çok iyi sakatlık önleyici idmanlar da yapıyorlar. Sakatlıkların olmasında onların bir suçu olduğunu söylemem mümkün değil. Antrenman sahalarımızın zemini gerçekten çok yumuşak. Sakatlıklar ondan mı kaynaklanıyor bilemiyorum. Sakatlıkların ana sebebini şuna veya buna bağlamak mümkün değil, ancak sakatlıkların doğurduğu tepkiyi kadronun derin olmamasına bağlamak mümkün.”
Yeni stat
Slovak futbolcu Filip Holosko, sezon sonunda yeniden yapılması için yıkılması planlanan BJK İnönü Stadı’nın yenisinde de ruhun aynı olacağına inandığını vurguladı. BJK İnönü Stadı’nda son maçın olacağına inanmadığını ifade eden Holosko, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni bir stat yapılsa bile o stadın ruhu korunacaktır. Orası bizim evimiz, mabedimiz, her şeyimiz. Bu sene tamamen dolduramıyoruz. Ama tamamen dolduğunda hem dışardan, hem içerden Türkiye’nin en güzel stadı olduğunu düşünüyorum. Belki de dünyadaki en güzel statlardan bir tanesi. Yeni stat yapılınca belki adı değişir, ama yine de stadın ruhunu koruyacağına ve çok güzel bir stat olacağına eminim.”
Tecrübeli oyuncu, stattaki en güzel anısı konusunda da “O stattaki en güzel anım da şampiyonluk kutlamaları yaptığımız zamandı. O atmosferi unutmam mümkün değil” dedi.
Drogba ve Sneijder transferleri
Galatasaray’ın devre arasında transfer ettiği Didier Drogba ve Wesley Sneijder’le ilgili görüşleri sorulan Holosko, “Çok kaliteli isimler. Kaliteli takımlardan geldiler ve geldikleri takımlarda güzel işler de yaptılar. Dolayısıyla Galatasaray’a ciddi destek olacak önemli transferler. şampiyonlar ligi’nde Galatasaray’a çok yardımcı olacaklardır. Ancak geçen senelerde biz de büyük isimler transfer ettik, büyük isimler iyi takım yaratmıyor, iyi takım olmak için takım ruhuna ihtiyaç var” dedi.
Filip Holosko, Fenerbahçe’de forma giyen vatandaşı Miroslav Stoch’un iyi bir oyuncu olduğunu ve kendi takımında görmek istediğini ifade etti.
Stoch’un çok şanslı bir sezon geçirmediğine işaret eden Holosko, “Takımda fazla şans bulamadı ve henüz bir golü bile yok. Çektiği şutlardan biri girse, gol atmaya başlasa arkası gelecektir. Takımda daha fazla şans bulması gerekiyor. Şans buldukça performansını geliştirecektir. Stoch’un Türkiye ve Fenerbahçe’de yapacağı işlerin bitmediğini düşünüyorum. Hem Türkiye, hem Fenerbahçe’de göstereceği çok şeyi var. Kaliteli ve çok önemli bir oyuncu. Kendi takımımda kesinlikle görmek isterim. Nerede oynarsam oynayayım hem iyi oyuncu olduğu, hem de yakın arkadaşım olduğu, hem gittiği tüm takımlara güç desteği getireceği için hep yanımda görmek isterim” diye konuştu.