Mehmet Ali Aydınlar ile daha Acıbadem’i kurmadan önce Roma’da tanıştık, eski dostuz, çok severim onu.
Özel biridir ve tanıdığım en mütavazı insandır.
Kaç ‘garibanı’ hastanesine gönderdim, kaç hayat kurtardı, sayısını hatırlamıyorum.
‘Borçluyum’ da yani, ben de hatırı da var…
Hem de çok!
Acıbadem FB’nin de içinde olduğu dörtlü final için beni de Cannes’a çok nazik bir şekilde davet etti.
Kaç kez hem de…
Avanta seyahatlere, bu seyahatlere üşüşen bir sürü abidik gubidik boş beleş adam yüzünden pek sıcak bakmayan ben, bu defa gidecektim.
Son anda gitmedim.
Sebebi şu;
Aziz Yıldırım son yıllarda benden o, bu, şu sebepten hiç mi hiç hazzetmiyor.
Olabilir.
Umurumda filan da değil!
Çok kişi var benden gıcık kapan ha bir eksik olmuş, ha bir fazla…
No problem!
Yıldırım son iki karşılaşmamızda hem de ortak dostlarımızın yanında fena ‘iş koydu’ bana.
Birincisi Ulus Sunset’te…
20 kere arandım masasından, gitmek istemedim, en son o aradı, ısrar etti, ayıp olmasın diye oflaya poflaya gittim.
Yemekte eften püften bir şeye takıldı yine ve sulandı bana aniden.
İkincisi de bizim Ömer Temelli’nin Dalyan Kulüp’ünde…
Arkadaşlarmla yemek yiyordum…
O da orda…
Sunset olayından sonraydı, selam vermedim,” bir merhaba yok mu filan “dedi, sanki gönlümü alıyor gibi geldi, yine ayıp olmasın diye masasına gittim ve ortak tanıdığımız bir sürü insanın yanında yine ‘iş koydu’ bana.
Yine sustum.
Ama koydu!
Öyle alışmış veya öyle alıştırmışlar onu.
Herkesi kendi adamı zannediyor ve öyle davranıyor.
O, bu, şu sebepten hep idare ettim onu.
Bazı yöneticilerinin haberlerinin olmadığı FB’ resmi sitesinden benle ilgili yapılan ‘ahlaksız ‘açıklaması bütün ayarımı bozdu bu defa.
Bir kez daha karşılaşmak istemiyorum onla.
N’olur, n’olmaz!
Cannes’dakilerin tadı tuzu kaçmasın!
Aydınlar’ın davetini bu yüzden kabul etmedim.
O geliyor diye 20 küsur senedir gittiğim arkadaşımın Dalyan Kulüp’üne bile gitmiyorum aylardır.
***
Sevgili dostumu, Mehmet Ali Aydınlar’ı kırmak istemem ve inşallah kırmamışımdır.
O iki gece hala aklımda!
Anlayışla karşılasın beni!
***
Ona ve voleybolcularına Cannes’da yürekten başarılar diliyorum!
“FB MAÇINDA BİZİ RİJKAARD BİTİRDİ” DİYEN GS’LI 5 FUTBOLCU KİM?
Vatan’daki haber şöyle;
“GS’lı futbolcular FB maçından sonra faturayı Rijkaard’a ve yabancı seçimlerinde hata yapan yöneticilere kesmiş”.
Gökmen Özdemir’e GS’lı 5 futbolcu şöyle demiş.
“Bizi Rijkaard bitirdi”.
Dahası da var;
..Rijkaard takımı tahtaya yazdığında şoke olmuşlar, Keita ile Jo’yu çift forvete koymuşmuş, Elano’yu sola kaydırmışmış, Keita’yı da Elano’yu da bitirmişmiş..
..Hepsi kazanmak için F.B’ye önde baskı yapmaları gerektiğini biliyormuş Rijkaard “baskı yapmayın, pozisyonunuzu koruyun” demişmiş.. Topal’a Alex’i markaj görevi vermişmiş, Allah aşkına bire bir markaj mı kalmışmış ,orta saha bu yüzden düşmüşmüş, göz göre göre yenilmişlermiş..
Rijkaard’ın oyun içi müdahaleleri yetersizmiş,takım içi adaleti de sağlayamıyormuş..
..Bu yabancıları çok mu aramışlarmış ,takım sirke dönmüşmüş,harcanan paralara yazıkmış..
Filan falan…
***
Hem de Rijkaard’a!
Yuh!
***
Gökmen, GS’ın içini dışını iyi bilen, çalışkan ve iyi bir gazeteci, ciddiye almak lazım haberini, ben alıyorum.
Takıldığım bir iki yer var;
Bu 5 futbolcunun ismini vermediği müddetçe her GS’lı futbolcu şüpheli şahıstır artık, kendisine öten bu ‘5 kuş’u, kuşlarını koruyor, haklı olabilir, geri kalan bütün futbolcuları ‘kuş’ durumuna sokuyor ama.
Bu hoş bir şey değil!
Buna hakkı var mı?
Bu bir!
Bunları Gökmen de bilir ve buna rağmen isim vermiyorsa bir bildiği vardır.
Bu iki!
Bu 5 kuş kimler olabilir?
Teker teker bakalım;
Aykut, Leo, Ufuk Emre G, Uğur, Gökhan, Neill, Emre A, Hakan, Serkan, Servet, Barış, Elano, Arda, Keita, Topal, Sarp, Ayhan, Kewell, Dos Santos, Sabri, Caner, Emre Ç, Baros, Jo
Kadro bu!
Yabancılar pek konuşmaz, profesyoneldir, işlerine bakarlar, GS’ın yabancıları bugüne kadar gelenlerin en düzgünleri, konuşmaları gerekirse de Rijkaard’la konuşurlar gazeteciyle değil.
Yani geçiniz!
Ufuk mufuk, Uğur, Serkan, Emre Ç. filan dünkü çocuk, konuşamaz, sıkar, konuşsa da kimse sallamaz, Gökmen de sallamaz, yani geçiniz.
Hakan Balta’yı konuşurken hiç görmedim, ilk defa konuştu ve bunları mı söyledi bir gazeteciye?
Geçiniz!
Gökhan Zan dün bir bugün iki, yemez.
Geçiniz!
Emre G, Caner, Sarp, Rijkaard’ın gözdeleri, konuşmaları için geri zekalı olmaları lazım, geçiniz.
Arda kaptan, konuşmaz.
Geriye kim kaldı
Aykut, Servet, Emre A, Barış, Mehmet Topal, Ayhan, Sabri
7!
Servet, Sabri ilk 11 oyuncuları…
Niye başlarına iş alsınlar?
Kim kaldı?
Aykut, Emre A, Barış, Ayhan, Topal!
5!
Bunlar mı?
Rijkaard gelmeden ilk 11’de oynayan, şimdi kesik yiyenler.
Mi?
Gökmen’in bu 5’ linin isimlerini açıklaması açıklamamasından daha etik ve şık bir durum olur, benim 5’i boşverin, bilmem neremden uydurdum ben, yalan dolan hepsi ama herkesin kafasında bir ‘5’ var şimdi ve bu da çok pis ve hiç şık olmayan bir durum.
***
Şu ihtimaller de var;
Geçenlerde bir televizyonun üst düzey bir yöneticisinin odasına Feldkamp döneminde banko oynayan, şimdi bazen şans bulan genç bir oyuncunun menajeri geldi.
Ben de ordayım!
Kimse bir şey sormadan anlatmaya başladı.
Futbolcusu GS’daki yabancıların takıma katkısının olmamasından şikayetçiymiş, bir sürü futbolcu da böyle düşünüyormuş, filan…
Epey attı tuttu Rijkaard’a, sistemine…
Oda da kalabalık, herkes duydu!
Atlamadık!
GS’da ufak ufak yine başlamış bu işler!
Eskiden her şeye maydanoz abiler başlatırdı, şimdi çaylaklardan başlıyor.
Bu bir!
Bu menajerlerin çoğu “women” gibidir.
Dır dır dır, dır dır dır…
Bu iki!
Rijkaard öncesi menajerlerin çiftliğiydi Florya, takımı onlar kurardı, onları oraya sokan Sezgin’di, Rijkaard geldi, çıktılar, işler nanay herhalde!
İntikam intikam!
Mı?
Bu üç!
Yoksa yeni yönetime giremeyen eski bir yönetici mi Gökmen’in kuşu?
Niye olmasın?
Bu dört!
Ve…
Bu haber en çok kime zarar verir?
Üstünel’e!
O kim?
Gökmen’i “bana santaj yaptı”diye suçlayan GS futbolunun yıldızı parlayan yöneticisi…
Ya tesadüf, ya ne tesadüf!
Bu beş!
Bu kuşlar bilinmediği müddetçe akıllara neler gelecek neler.
Bu da altı!
***
Gökmen bu bombayı hem de 7 maç kala Florya’nın tam ortasına niye attı?
***
Bilgin Gökberk