Eser Şen’e iadei itibarı geri verilecek mi?
Eser Şen
Tanımadığımız bir kişi hakkında yazı yazmak hem kolay, hem de bir o kadar basit olur.
Ama tanıdık kişiye gelince işin rengi değişir, hakkında yazı yazmak o kadar zor olur ki ne tuşlar ne de kelimeler yeter, hatta arayıp da bulamazsın…
Tabiî ki doğruyu yazmak önemli bir sorumluluktur, hele bir de mağdur bir insanın haklılığını anlatabilmek için…
İşte Eser Şen’de bu mağdurlardan biri.
At izi ile it izinin birbirine karıştığı hukuk yapımızda; kendini anlatabilmenin imkansız hale geldiği bu ortamda; herkesin seni çok rahat suçlu olduğunu kabul edip masum olduğuna kimseyi inandıramadığın bu ortamda içeri düşmeye gör…
Eser 45 gün içerde kaldı.
Her gününü ağlayarak geçirdi.
Her gününü masum olduğunu anlatarak geçirdi.
Kimseyi ikna edemedi.
Suçlanması ise: Tepecikspor da oynadığı maçlardan birinde maçın sonucuyla ilgili telefon görüşmesi yaptığı ve maçı maniple ettiğine dair…
Telefon kendisinin değil, ses kendisinin değil ama suçlanıp gözaltına alınan o.
25 yaşında Eser.
2. Lig de top oynuyor, maç başı para alıyor.
6 maç oynayamadı…
Transfer döneminde içerideydi.
Üniversite okurken sınavlarına giremedi.
Ve en önemlisi son derece dürüst bir sporcuyken adını kirli işin içinde buldu.
İnsan düşünen, duygusal bir varlıktır.
Ama gururu yaşam onurudur.
Bu elinden alınmaya kalkılırsa yaşamı yok sayar ve kendini imhaya kadar gider.
Tüm hukuk sistemimiz ve kamuoyu bu onuru korumakla mükelleftir, aksi düşünülemez zaten ahlaki de olmaz.
Eser’in masumiyeti ispatlandı.
O zaman tüm kamuoyu bunu bilip iadeyi itibar yapmak zorunda.
Eser Şen’e topunu, okulunu, formasını ve en önemlisini yaşamını geri vererek ondan özür dilemek zorundayız.
Sürekli gençliğini kaybetmeye yönelmiş yapımız umarım bu olay ile bir kırılma yaşayarak tersine döner.
Genç nüfusu en kalabalık ülke olmanın getirisi ile gençliği heba hovardalığından kurtulmak dileğimle Eser’den kendi adıma özür diliyorum.
Ona sahip çıkamadığım için.
Müslüm Gülhan