Hasan Arat: Fikret Orman, gurur duyduğu Çarşı’nın yanında olmalı
Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı’nın darbeye teşebbüsle yargılanmasının yankıları devam ederken Çarşı’ya bir destek de Beşiktaş camiasının sevilen isimlerinden Hasan Arat’tan geldi. Hasan Arat, sessizliğe gömülen Fikret Orman’ı eleştirmeyi de ihmal etmedi.
Beşiktaş camiasının önemli isimlerinden Hasan Arat, darbeye teşebbüsle müebbet hapis istemiyle yargılanacak olan Çarşı üyelerine destek çıkarak Fikret Orman başkanlığındaki yönetime de tepki gösterdi.
Radyo 24 Spor‘da Bülent Yüksel‘in programına konuk olan Hasan Arat, Gezi Parkı direnişinde eylem yaptıkları için “Hükümeti yıkmaya teşebbüs”ten yargılanacak Çarşı grubu liderleri ve üyeleri hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Hasan Arat’ın açıklamaları şöyle;
Bu suçlamalarla karşı karşıya kalan arkadaşlarımıza ve ailelerine sabırlı olmalarını tavsiye ediyorum. Türkiye bir hukuk devleti. Zaman zaman sıkıntılarımız olsa da Türkiye eninde sonunda hukuğun, adaletin yerini bulduğu, kendi yapısını son derece iyi düzene sokabilen bir hafızaya sahip. Daha kısa bir süre önce yapılan hatalardan nasıl dönüldüğünü gördük. O yüzden hukuka, ülkelerine inançlarını kaybetmemeleri konusunda dostça uyarıda bulunuyorum, her zaman da yanlarında olacağımı bilmelerini istiyorum.
Omuz omuza yanlarında olunmalı
Ben bunu siyasi veya grup içi bir mesele olarak görmüyorum. Olaya çok insani açıdan bakıyorum. Bu suçlamayla karşı karşıya kalan gençlerimizin işleri, eşleri, çocukları vardır. Ve bunlar hayatlarını idame ettirmek zorunda olan olgun yaştaki gençlerimizdir. Bu yaştaki gençlerin başına bu tip şeyler gelmesi önemli travmalar yaratır. Bu travmalara karşı bir kere hem kendi arkadaş çevreleri, hem bulundukları camia omuz omuza yanlarında olmalıdır.
Türkiye’yi bu gençlerin fikirleri geliştirecek
Biz darbelerin ne olduğunu 80’lerde gördük. Türkiye bunun acısını yıllarca çekti. Türkiye en önemli, en bilgili, en kültürlü gençlerini kaybetti. Yıllarca gençlerden lider çıkamadı. Ciddi bir travma yaşandı. Biz her şeyden önce gençlerimize tahammül edeceğiz, saygı göstereceğiz. Gençler de Türkiye’deki düzene, hukuka aynı saygıyı gösterecekler ama fikirlerini söylemekten hiçbir zaman vazgeçmeyecekler. Çünkü bu ülkenin gelişiminde kendini yenilemesinde onların fikirlerine ihtiyacı var.
Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan semboller
Beşiktaş’ın son 1 ayına dönün bakın. Çok önemli hadiseler oldu. Süleyman Seba’nın cenazesinde tüm türkiye bir araya geldi. Beşiktaş öyle bir camia ki öyle sembollere sahip ki bu semboller Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan semboller. Şampiyonluklar, kupalar değil. Beşiktaş’ın taraftarı, Beşiktaş’ın Çarşı’sı, Beşiktaş’ın Hakkı Yeten’i, Beşiktaş’ın Süleyman Seba’sıdır Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan.
Ve Beşiktaş’ın bu sembollerinden birisi şu anda ciddi bir zan altında ve sıkıntı içerisinde. Süleyman Seba’nın 3 Temmuz’la ilgili bir sözü vardı. Tayfur için “Benim yeğenim yapmaz” demişti. Çok cesur bir hareket yapmıştı. Çoğu insan şaşırmıştı nasıl güvenir diye. Siz güveneceksiniz bir kere. Eğer sevdiğiniz tanıdığınız bir insan varsa güveneceksiniz.
Çarşı Fikret Orman’ın yanında olurdu
Bugün Beşiktaş kulübü, Çarşı markasının patentini almış, mal satmaya koyulmuştur. Bu toplulukla gurur duyup, topluluk zor duruma düştüğü zaman geri çekilmek olmaz. Arkasında olacaksınız. Bugün Beşiktaş yönetim kurulu başkanının bu tip bir olayla başı sıkışsaydı inanın Çarşı başta olmak üzere tüm taraftarlar başkanının yanında olurdu. Şimdi zaman, tam tersi, camianın başkanının, yöneticilerinin kendi gurur duydukları taraftarlarının yanında olma zamanıdır.
Çarşı her yerde
Van’da Çarşı vardı, Soma’da Çarşı vardı, Silivri’de Çarşı vardı. Bunu çok iyi anlamak lazım. Türkiye’nin sosyal meselelerinde her zaman gurur duyulan bir taraftar grubu vardı. Hala var. Türkiye’de kapalı tribünün ebadı kadar ay yıldızlı bayrağı açan bu taraftarlardır. Ama bu grup fikrini hukuk çerçevesinde ortaya koymaktan da hiçbir zaman kaçınmaz. Bu yaşananların sözün bittiği, aklın tutulduğu çok garip bir dönem olarak görüyorum. İnşallah yanlıştan dönülür. İnşallah analar ağlamaz, insanlar mahkeme, hapishane kapılarında beklemez. Bunun acı örneklerini Türkiye’de yaşanan diğer davalarda gördük. Varsa bu işe bulaşan ve ispat edilirse. Ama öyle farklı şekillerde, geçmiş davalardaki gibi değil.
Onların sıkıntısı bizim sıkıntımızdır. Beşiktaş semtinin sıkıntısıdır. Beşiktaş kulübünün sıkıntısıdır ve Türkiye’nin sıkıntısıdır. Umarım bir an önce bu mesele fazla büyümeden kapanır ve herkes kendi öz eleştirisini yapar. Fevkalade üzgün olduğumu söyledim size.”