Hürriyet Gazetesi yazarı Bilgin Görkberk’ten; Ülke 1 kahraman arıyor!.. Bilgin Gökberk, Galatasaray Beşiktaş derbisindeki hareketiyle büyük takdir toplayan Semih Kaya’dan yola çıkarak yine çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Bilgin Gökberk’in “Ülke 1 kahraman arıyor” başlıklı yazısı;
Lafı dolaştırmadan net yazalım.
* * *
Semih yalan söylemedi.
Doğruyu söyledi.
Olay oldu.
* * *
Taraftarı, yöneticisi, ailesi onla gurur duyduğunu söyledi.
Kulübü Semih’le uzun süreli sözleşme yapılacağını açıkladı.
Gs’da kalmalı ve kaptan olmalıydı.
Bi sürü kurum, kuruluş kulüp filan tebrik etti.
Olimpiyat komitesi fair play ödülü aday listesine aldı
Semih’e ülkenin her köşesinden destek yağdı.
Yağıyor.
* * *
Kim bu Semih?
Genç ve başarılı bir futbolcu.
N’aptı?
Top ayağına çarpıp kornere çıktı.
Hakem aut verdi.
Semih ‘top benden çıktı’, dedi
Hakem kararını değişirdi, korner verdi.
Hepsi bu.
* * *
Sadece yalan söylemedi.
Yapması gerekeni yaptı.
Doğruyu söyledi.
* * *
Ülke….
Ülkedeki siyasi, sosyal vaziyetler…
Ülkenin sporu,spora bakış açısı…
Particilik,kulüpçülük…
Ülkeyi son 10 yılda öyle pespaye, tel maşa bi hale getirdi ki…
Birinin sadece yapması gereken sıradan bi şeyi yapması bile sıradışı oluyor artık.
80 MİLYONLUK 81 İL’DEN 1 KAHRAMAN ÇIKMIYOR
Bu ülke uzun zamandır peşinden gideceği birini arıyor.
Mazisi kahramanlarla dolu 80 milyon’luk 81 il’lik ülkeden 1 kahraman çıkmıyor.
Tek tük çıkanı da sistem içeri almıyor,dışarda bırakıyor.
* * *
1 kahraman arıyoruz.
Partisi, kulübü, cinsiyeti, işi gücü şusu busu farketmez…
Sakin, arada bi tebessüm eden
Tivi’de gözüktüğünde insana ferahlık, hoşluk, neşe veren…
Kaseti çıkmamış…
Gergin diil, relax, rahat olan…
Koruma ordusuyla gezmeyen…
Yazları yüzen, kışları kayan, spor yapan…
Sıradan insanlar gibi sinemaya tiyatroya konsere giden…
Parklarda meydanlarda dolaşan…
Bisiklete binen…
Bazen kendi arabasını kendi kullanan…
Eşiyle yemeğe çıkan, dans eden…
Çok bunaldığında 1-2 bardak da içen…
Sık sık milleti fırçalamayan…
İnsana korku diil güven veren…
Hata yaptığında hata yaptım diyebilen…
Ayıp edince ayıp ettiğini söyleyebilen…
Dublaja santaja montaja filan bulaşmamış…
Bölmeyen, birleştiren…
100 de 50’yi diil 100 de 100’ü kucaklayan…
Ara sıra gülen,
Güldüren…
Kahkaha atan, attırmasını bilen…
Kısaca insana huzur muzur veren…
Filan falan…
1920’LERİN ŞİKAGO’SUNUN DİLİ
İktidar zaten gerginler kulübü’nün üyesi…
Bu kulübün dili’ni konuşuyor.
Bu dil prim yapınca…
Muhalefet de aynı dil’den konuşuyor.
* * *
Arkasına milyonları alan büyük kulüplerin dil’i desen…
1920 lerin Şikago’sunun dili…
Küfür müfür, tehdit, santaj…
Ne ararsan var.
GEZİ DİLİ
Gezi ruhu-dil’i, içlerindeki 1-2 provakötürü saymazsak
7’den 77’yi kucaklayan,saran muhalif ve fantastik bi ruh’du bi dil’di.
Güzel ama bahtsız ülkenin mizahçısı bile maalesef iktidar güç yanlısıydı.
Yandaş’dı, yanaşma’ydı…
Onların yapması gerekeni de halk yaptı.
Ülke insanının mizaha yatkın, esprili, ironik, gerektiğinde her şeyi ti’ye alabilen kendine has özelliklerini meydanlara sokaklara taşıdı.
Asisti yaptı.
Mesajı verdi.
* * *
Bu mesaj ne iktidar aldı ne muhalafet ne de kulüpler.
Bu gezi dili’ni ne iktidar benimsedi,kullandı.
Ne muhalefet…
Ne de kulüpler…
Bu şahane asisti hiçbiri 90’a takamadı.
* * *
Seçim var.
Her 2 taraf da hala o eski, bayat, demode, yıpranmış, sıradan, sürüden, heyecan vermeyen son kullanma tarihi geçmiş siyasetçi modeliyle vitrine çıktı.
Gezi ruhunu yok saydı.
* * *
Hadi zor günler geçiren, sona yaklaşan iktidar tamam…
Muhalefet bile muhalefeti kendisinden 1000 kat daha iyi ve etkili yaptığını her gün gösteren bu ruh’u yok sayıyor.
Vitrininde bi gezi’ci model yok.
* * *
Bugünü zaten kaybettik.
Yarın’ı…
Umudumuzu da yavaş yavaş kaybediyoruz.
* * *
Semih tam bu zamanda ortaya çıktı.
Elalem yalan söyleyene hasretdi biz doğru söyleyene…
Sahadaki sessiz sakin, huzur, güven veren duruşu da cuk oldu.
Millete unuttuğu duyguları, kaybettiği hasletleri tekrar hatırlattı.
Kendine getirdi.
* * *
Hikayenin özü bu.
Korner, aut, hakem makem filan gerisi de hikaye…
* * *
Nokta.