NationalTurk yorumcusu ve Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü kurucusu Müslüm Gülhan, kulüp başkanlarını kaleme aldı. Gülhan, “Ben, kulüp başkanları içinde olması gerekenlere sahip tek insan olarak Süleyman Seba’yı gördüm” dedi.
İşte, NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın yazısı;
Ben, kulüp başkanları içinde olması gerekenlere sahip tek insan olarak Süleyman Seba’yı gördüm.
Zaten Beşiktaş’ın beyaz renginin kirlenmesi o değişimden sonra başlamıştı…
Olması gerekenler ile başlarsak;
Her zaman özlemle andığımız gerçekler olarak karşımıza çıkıyor…
Çok mu zor doğruyu bulmak?
Aslında olmaması gerek, Ama…
Her yer küçük bir Türkiye’dir.
Göstermelik seçimler ve tek adam zihniyetindeki yönetim anlayışı…
Seçim altındaki beklentilerin hiç biri maalesef kulüp yönetimindeki başarı ve kalitenin yükselmesine dair olan şeyler değildir.
Beklentilerin hepsi; kişisel kaygıların giderebilecek ortamlara sahip olunup olunmayacağıdır.
Zaman zaman bu süreci tetikleyen teknik adamların da ortaya çıkması; kulüpler için içinden çıkılamayacak vahim sonuçlar doğurabilmektedir.
Başkanlık profilinin; önce entelektüel yapının zorunluluğu ile spor yönetimin kültürel alt yapısına sahip olunması gerekir.
Başkanlık; bir ayrıcalıklar silsilesinin gerekçesi değil, sorumlulukların alınarak yerine getirilen bir mevkidir.
Taşınan sorumluluk sadece kulüp yönetimini veya mali yapının içeriğine tutunup kalmak değildir. Sorumluluk; bir misyon değeri olarak kulüp kültürüne ve geleneğine uygun şekilde, tüm taraftarları içine alan ve yaşanan ülkenin spor yapısını geliştirmeye yönelik bir değerdir.
Tamam, bu kadar içeriği anladık da ya gerçekler…
Dijital platformun devreye girmesiyle beraber gelinen nokta; mali portföyün baş döndürücü bir rant noktasına gelmesi…
Ve politik yapının bu sürece müdahale ederek kendi beklentilerine uygun insan modellerini yaratmaya çalışmasıdır.
Bu iki unsur maalesef futbolu ve kulübü araç haline getirerek tüm değerleri ikinci plana itmiştir.
Sonuçta ortaya bir yönetici modeli çıkmıştır.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören,
Aziz Yıldırım,
Adnan Polat,
Serdar Bilgili,
Sadri Şener,
Ünal Aysal,
Fikret Orman,
Hacıosmanoğlu ve bu isimlere paralel diğer kulüp başkanları…
Futbol kalitesi; başarısızlıklar ve yetişemeyen futbolcular, hepsi birer kıstas olarak ortalıkta durmaktadır.
Kulüplerin mali değerleri ise; borç ile yaşamına devam edecektir, bunun değişmesi söz konusu olamaz…
Sonuç; en büyük başkan bizim başkan ile yönetim istifa arasında sıkışıp kalan Türkiye Futbolu…
Müslüm Gülhan / NationalTurk