TFF eski yönetim kurulu üyesi ve eski TFF başkan adaylarından Ayhan Bermek, Türk futbolunun yönetim zafiyeti içinde olduğunu öne sürerek, “Türkiye’de Türk futboluna leke sürüldü. Türk futboluna acziyet damgası vuruldu” dedi.
1986-98 yılları arasında TFF yönetim kurullarında görev yapan, bir dönem milli takımlar sorumluluğu görevini de yürüten Ayhan Bermek, Türk futbolunun geldiği nokta ve Süper Final uygulaması ile ilgili olarak soruları yanıtladı.
Türk futbolunu kirliymiş gibi gösteren küçük bir azınlık var
Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre, Türk futbolunun içerisinde futbolu kirleten azınlıklar olduğunu iddia eden Bermek, şunları kaydetti; Şu an, bende hakim olan net bir duygu var; futbol temizdir. Futbolu kirleten, kirliymiş gibi gösteren küçük bir azınlık var. Kulüplerin içine sızmış. Tam kelimeyi söyleyemiyorum ‘fair’ ruhunu sarsmamak için, ‘asalak’ diyorum. Geçimini, popüler görüntüsünü veya menfaatlerini, kirli görüntülerini başarılı adamlarmış gibi sunarlar. Dolayısıyla futbol dünyamızın içinden, bu ufak azınlığı, ister idarecilik, ister futbol, ister hakem, ister sivil toplum örgütlerinde görev almış azınlığı temizlememiz lazım. Buna basın da dahil.
Kararı federasyon verir
TFF’nin futbolla ilgili aldığı kararların kesin olması gerektiğini belirten Bermek şöyle devam etti; Artık tek lisan haline gelen futbolda bugün düştüğümüz durumun tamamen Futbol Federasyonlarının zaaflarından, otorite boşluğundan meydana geldiğini söyleyebilirim. Bunları isimlendirmenin hiç gereği yok. O zaman söylediğim sözler yerine gitmez. ‘Futbol dünyamız özerktir’ lafının önemini, elde ettiğimiz değeri çok iyi hissetmemiz lazım. Rahmetli Turgut Özal’ın, yüce parlamentonun, Türk futboluna bahşettiği, futbolun buraya gelmesinin ve yarınları için en önemli olay 3813 sayılı yasadır. İdari ve mali özerklik çok önemlidir ama Meclis ‘Al hukukunu sen yap’ dedi.
Futbol Federasyonu’nun futbolla ilgili her kararı kesindir ve başka bir yere taşınamaz. Taşınacağı tek yer futbolun Anayasa Mahkemesi olan Tahkim Kurulu’dur. Bugünkü ortamın bu noktaya gelmesinde ana neden, bu büyük imkanı, hukukunu iyi kullanamayan, yönetim aczine düşen, bir tane değil, sırayla birkaç tane Futbol Federasyonu ve başkanlık makamıdır. Şu anda da maalesef gelinen noktayı toparlama adına hata üstüne hata yapılmaktadır. Açık söylüyorum; ‘şu kulüp ceza alsın, şu yönetici cezalandırılsın’ demiyorum. Hiç kimse ceza da almayabilir. Ama bu kararı federasyon verir.
Şenes Erzik’ten sonrası…
Türk futbolunda en büyük sorunun, kulüplerin mali anlamda UEFA kriterlerine uyum sağlayamamış olmasından kaynaklandığını vurgulayan Ayhan Bermek şu ifadeleri kullandı; Benim Türk futbolunda gördüğüm, malum şike dosyaları ve oradaki hatalı yönetim anlayışının yanında bir türlü UEFA kriterlerine geçiş için altyapının, mali denetimlerinin yapılmaması ve kulüplerimizin mali açıdan deforme olmasıdır. Bu sadece Süper Lig’de değil, TFF 1. Lig’de, 2. Lig’de, 3. Lig’de, her yerde görülmektedir.
Bunu çözemezsen hiçbir şeyi çözemezsin. Burada cezalandırmak değil, disiplini sağlamaktır önemli olan. Bunun çözümü nasıldır? Çok net söylüyorum, yıllarca da söyledim. Futbol Genel Kurulu’nun 3813 sayılı yasayla ilk çıktığındaki genel kurula bakın, bugünkü genel kurul yapısına bakın. Kulüpler Birliği Vakfı, başkanı tayin ediyor. Bugünkü şikenin de, UEFA standartlarının da uygulanamamasının da, içtihatlardaki sakat duruma düşülmesinin de ana nedeni budur. İncelensin, nasıl değişti, neden değişti? ‘Siz artık kura çekin, milli takımı organize edin, biz futbolu idare ederiz’ diyen zihniyetin mimarlarının getirdiği bir durumdur.
Bunun karşısında da ‘Beni buraya tayin eden Kulüpler Birliği Vakfı ve onun sayın başkanı’ diyen, karşısında el pençe duran federasyon başkanlarıdır. Ben 1986-98 yılları arasında görev yaptım. Özerklik kanunu çıkmadan önceki ve sonraki dönemleri de bilirim. Şenes Erzik federasyonlarından sonraki federasyonların görev yapmadığını açık bir şekilde belirtiyorum.
Federasyonun otoritesinin olmadığı yerde…
Trabzonspor Kulübü’nün, 2011-2012 sezonu şampiyonluk kupasının kendilerine verilmesi için TFF’ye yaptığı başvuruyu da değerlendiren Ayhan Bermek, “Futbol Federasyonu’nun otoritesinin olmadığı yerde, erken kalkan federasyonun yerine kendisini koyar. ‘Bu benim hakkım’ der. Bu, kulüp olabilir, başkan olabilir, hakem olabilir… Neyin ne olacağına karar veren bir kurum olmazsa herkes her şeyi söyler” diye konuştu.
“Bu hale geliş, Türkiye’de sayın başkanlarımızdan bir tanesinin, olay ortaya çıktığı zaman (şike olayı) savcı beyle görüştükten sonra ‘Umduğumdan vahimdir’ lafıyla başlamıştır” diyen Bermek, “Bu yanlış beyanı silecek bir silgi de yok. Bu deşifre olmayla beraber Türk futbolu inisiyatifini elinden kaçırmıştır. UEFA’yı, FIFA’yı kendi işlerine karıştırmıştır. Doktor hastanın odasından çıkıyor. Yakınları soruyor ‘Durum nasıl?’ diye. ‘Durum vahim’ diyor, ‘Ölümcül’ diyor. Daha ne olabilir ki? Bundan daha önemli daha yanlış ne olabilir ki? Trabzonspor’un hak iddia etmesi de, öbürünün ‘hayır, ben vermem’ demesi de… Bunlar kulüplerin işi değil. Federasyonun karar vermesi lazım” ifadelerini kullandı.
Disiplin, etik ve başka kurullarının kararlarının federasyonun onayından geçtiğini anlatan Bermek, “O zaman sen Futbol Federasyonu’sun. Birisi kalkıp, ‘Bu kararı federasyon değil, Etik Kurulu verecektir’ dediği zaman bunun hatırlatılması lazım. Ben mahkemelerle ilgilenmiyorum. 6222 sayılı yasayla ilgilenmiyorum. Sadece ilgilendiğim nokta tasdik edilmiş bir lig için, bir çete davasıyla ilgili bir şey varsa, dinleme kayıtları varsa, ben bakarım, kararımı veririm federasyon olarak. Bunun ötesi yok. Türkiye’de Türk futboluna leke sürüldü. Türk futboluna acziyet damgası vuruldu. Bu demek değildir ki kişiler cezalandırılsın. ‘Biz TFF olarak idare edemedik’ demektir” şeklinde konuştu.
Süper Final sakıncalı
Bu sezon uygulamaya konan Süper Final uygulamasını da eleştiren Ayhan Bermek şöyle konuştu; Ciddi altyapısı olmayan, topluma mal edilmeyen, teknik adamlara benimsetilmeyen, kulüplerin mali zorluklarından Futbol Federasyonu’nun çaresizliğinden icat edilmiş bir olay. Bunu tasvip edip etmemek böyle bir tartışmanın sonucunda olur. Şahsi görüşüm, tecrübemle şunu söyleyebilirim ki, son derece sakıncalı ve hiçbir değer katkısı olmayacağı düşüncesindeyim.
Daha ilk haftadan sakıncaları ortaya çıktı. Fenerbahçe – Trabzonspor maçında Emre olayından sonra, ben Trabzon’daki maçı ciddi ciddi düşünmeye başladım. Beşiktaş – Galatasaray maçındaki sahaya giren seyirciler ve hakem sorunu, federasyonun itimat ettiği hakem kadrosu olmadığını gösterdi. Federasyonun bu kadar maçı idare edebilecek hakem kadrosu yok. Bu da olayın ne kadar plansız yapıldığını gösteriyor.